BİR OYUN – VAR
Öncelikle maça bu sezon ilk defa taktik anlamda çok iyi başladık. Robin Yalçının kritik görevi başta olmak üzere 2.ve 3. bölgeye hakim bir oyun oynadık. Rakibin eksikliklerini iyi gözlemledik, buda bize gerek pas yaparak gereksede savunmadaki duruşumuzu yansıtarak maçı istediğimizi gösterdi. Robin’in 87 dakika boyunca Biglia’yı oynatmaması rakibin pas gücünü ve oyunu yönlendirmesini kısıtlanmış oldu.73. Dakikada Gradel yüzde yüz gol pozisyonunu değerlendirememesi maçın dönüm noktası oldu.
Rakibin ikinci yarıdaki en önemli hamlesi Mevlüt’ün oyuna girmesi ile peş peşe ceza sahamızda pozisyonlar verdik. Savunmamızda özellikle Camara’nın oyundan düşmesi ve Robin’in yorulması rakibin hücumda daha hareketli olmasına neden oldu.
Hücumda oyun zenginliğimiz Kayode ve Yatabere’nin olmasından dolayı kısır geçsede, Kone’nin rakip sahada topu saklayarak geriden gelen oyuncularımıza koridor açması, Yasin’in içe kat edişleri, Gradel’in ise milli takım takımdan sakat ve yorgun olmasına aldırmadan rakip sahadaki ataklarımıza yön verdik.
Saha içinde özellikle ortasaha da aynı tip oyunculara sahip oluşumuz ve alternatif bir kadromuz olmadığından dolayı oyunun belirli dakikalarında kaybolduk ve özellikle ikinci yarının ortalarına doğru topu Karagümrük’e verdik.
Geçen sezonun aksine topla hızlı çıkamasakta, defans ta Appindangoye’ nin eksikliği hissediyor olsakta, geriden oyun kurmada zorlansakta, bu yıl ligin tecrübeli takımlarının başında geliyor olmamız, Karagümrük gibi ligin yeni ve istekli takımlarına karşı yenemiyorsakta kaybetmiyoruz anlayışını gösteriyoruz.
Gelelim rakibin Hüseyin Göçek ve varcı Cüneyt Çakır hakem ikilisi ile birlikte 13 kişi olarak maça devam etmesine. Sayın Göçek ikili pozisyonlarda faul tercihlerini, topun önemsiz noktalarında bize, rakibin atağa çıkacak sahanın önemli yerlerinde ise Karagümrük’e çaldı. Tabi bunun bir mükefatı olması gerekiyordu, fauller yetmiyor, rakibin cılızlaşan ataklarını sonlandıramaması Göçek üzerinde sanki baskıya neden oluyordu. Ta ki 86.dakikaya gelince tüm izleyenlerin Cofie’nin çok bariz şekilde topa vurduğunu görsede Göçek ve Var’cı Çakır’ın pozisyonu incelemeden, gözleri kararmışcasına, Mhk’nin bu sene hakemlerimiz daha iyi olacak söylemlerinin aksine penaltıyı göstermesi bazı güçlerin yeniden sahaya indiğini gösterdi.
Akıllara hakem Hüseyin Göçek’in yıllar önce bir İstanbul takımının basketbol formalı günlerini akla getirdi. Tarafını belli etmiş bir hakem’in tarafsızlığını tartışmak her ne kadar anlamsızda olsa, halen Göçek’e maç veren MHK’nin de bir o kadar güvensiz olduğunu gösteriyor.
Maçın sorusu: Birincisi Mhk’in maçın hakemlerine vereceği notun ne olacağı, ikincisi ise Sivasspor’umuzun maçın ilk yarısındaki taktik anlayışı ve takım oyununu ilerleyen haftalarda yansıtıp yansıtamayacağı soru işareti.
Maçın oyuncusu: Geldiği günden beri her maçta farklı pozisyonlarda oynayarak elinden geldiğince savaşan Robin Yalçın’ın aslında gerçek mevkisinin ön libero olduğunu ve rakip ortasahaya karşı kesici özelliğini ön plana çıkması.
Maçın olayı: Hakem Hüseyin Göçek’in saha içinde artık gücünün kalmadığı, tamamen ismi ile maçlar çıktığı, ayrıca her ne kadar saha içerisinde olmasada Var odasında 8 tane ekrana bakarak pozisyonları inceleyen elit hakemimiz Sayın Cüneyt Çakır’ın da artık Avrupai hakem konumunda oluşunun tartışılır duruma gelmesidir.