Sezon başı kaleme aldığım birkaç yazıda gerekli transferlerin zamanında yapılamamasına gönderme yaparak “bu sezon sabırlı olma sezonu, ilk beş altı hafta sıfır dahi çeksek Servet Hoca ile yola devam edilmeli ve destek olunmalı” demiştim. Sivasspor sıfır çekmedi ancak beşinci haftadan “Servet Hoca ile bu iş olmaz” goy goyları başladı. Yapmayın, ilk yenilgiden teknik adam değişikliği dersek bu sezon bitmez.
Tekrarda fayda görüyorum, bu sezon sabretme ve destek olma sezonu. Bu sezon zor olacak, psikolojik savaş sahadaki savaşın önüne geçecek. Sırt sırta verirsek mutlu bitecek.
Şimdiden küme düşer miyiz sorularını duyuyorum. Benim kanaatim ve tecrübeme göre düşmeyiz. Lakin takımın küme düşmesine gelene kadar şehir tümden küme düşmüş gibi. Sivasspor’a verilen maddi ve manevi desteğe, daha doğru ifade ile desteksizliğe hatta kösteğe bakarsak Süper Lig bize fazla, çok çok eksta, lüks.
Özellikle 1998 sezonundaki ilk şampiyonluktan bu tarafa 25 yıldır rahmetli Osman Seçilmiş ve Mecnun Otyakmaz yönetimlerinin yaptığı mucize gibi bir başarı. Sivasspor bütçesindeki şehrin payı ve tribünlerin haline bakınca bu çok daha net anlaşılıyor.
Aslında bizim Sivasspor’a gösterdiğimiz ilginin karşılığı ikinci lig ile birinci lig arası bir yer. İkinci ligde şampiyonluğa oynar, birinci ligde küme düşmenin adayı oluruz. İkiden bire çıkar, birkaç sezon oynar, düşer tekrar çıkarız. Ülkedeki futbol şehirlerinin hangi liglerde olduklarına bakacak olursanız ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır.
Zonguldakspor kayıp, yıllardır üçüncü ve ikinci ligde oynuyor. Süper ligde şampiyonluk yaşamış Bursaspor ikinci ligde tutunabilmek için çırpınıyor. Eskişehirspor amatör kümede. Mersin ikinci lige yeni geldi. Komşu şehirlere bakın; Tokatspor amatörden üçüncü lige bu sezon çıktı. Ordu üçüncü ligde, Maraş üçüncü ligde, Malatya ikinci ligde deprem düzenlemesi sayesinde kaldı. Yozgatspor amatör kümede, Erzincan ikinci ligde. Şimdi kendi kendinize sorun biz bu şehirlerin hangisinden daha fazla takımımıza katkı sağlıyoruz?
İş işten geçmeden bulunduğumuz yerin kıymetini anlayalım. Anlamaz isek kafamızı taşlara vursak da dizlerimizi dövsek de kâr etmez. Fırsat varken tam destek, sonsuz sabır. Başka reçete yok…