Sivasspor bir çok konuda Türk futbolunda ilkleri gerçekleştiren bir takım. 1998 – 99 Sezonunda kırdığı liglerin en erken Şampiyonluğunu ilan etme rekoru halen elinde. 2007 – 2008, 2008- 2009 Sezonlarında Şampiyonluk mücadelesi veren Sivasspor yarışı son haftalara kadar taşıyarak Anadolu’dan bir takımın da Süper lig de şampiyon olabileceğini göstermiş ve bu yürüyüşten cesaret alan Bursaspor 2010’da şampiyonluk ipini göğüslemişti. Süper lige çıktıktan sonra en erken Avrupa kupalarında mücadele etmekle başka bir ilki başaran Sivasspor bu sezon üç yıl üst üste Avrupa kupalarında ülkeyi temsil eden tek Anadolu takımı olmuştu. Perşembe gecesi Avrupa Konferans liginde gurubunu lider tamamlayarak bir ilke daha imza attı.
130 Yıllık Çek ekolünün temsilcisi Slavıa Prag, Romen futbolunun yükselen yıldızı Cluj’un olduğu grubu lider tamamladık. Başlarken biri bize bunu söylese eminim çok azımız itibar ederdi. Ancak Sivasspor bunu da başardı. Hem de kötü başladığı, kadroyu tam şekillendiremeden başladığı bir sezonda başardı. Lider çıkarak hem para kazandı, hem de ülke puanına ekstra ekstra katkı sağlamış oldu.
Hepsinden daha önemlisi liderlik mücadelesi için deplasmanda çıktığı bir maçta sınırlı kadrosunu rotasyonlu kullanma özgüvenine de erişti. Başka bir tabirle kazanmaktan başka şansı olmayan Prag’dan liderliği yedek ağırlıklı kadro ile söküp aldı. Bu sonuçlara gerçekten şapka çıkarılır. Bu ülkede herkesin Sivasspor’a saygı duyması gerekir.
Buraya kadar her şey güzel, tadını çıkaralım, gururlanalım, övünelim, devamı için umutlarımızı bileyelim, ellerimiz kızarıncaya kadar alkışlayalım. Fakat Kulübüz ün bu başarılarının devamını istiyorsak eksiklerini kazanırken söylemekten başarıyı elde etmişken eleştirmekten de çekinmeyelim.
Bunlar güzelde Futbolda en nihayetinde bir temaşa be kardeşim. Slavıa prag maçında sadece matematiğe oynadık. Temaşa hiçti… Koyusundan Sivasspor taraftarı olmasam o maçı 90 dakika asla izlemezdim. Kaleye şut yok denecek kadar az, rakibe baskı yok, Üst üste üç pas bile yok. Varsa yoksa rakibi bozmak böyle de Avrupa kupası maçı oynanmaz ki.
Skoru kapatıp sorsak yer yüzündeki herkes maçı Prag’ın farklı kazandığını sanır. Topla oynama 72’e 28 rakipte, Kaleye şut çekme 20’ye 4 rakipte, gol beklentisi 1.90’a bir rakipte, rakip ceza sahasında topla buluşma 39’a 3 rakipte. Rakibimiz 9 köşe vuruşu kullanırken biz köşe vuruşu kazanamadık. En nihayetinde belki istediğimizi aldık ama futbol adına ortaya hiç bir şey koymadık.
Başarılı olmak güzel, başarılı olmak parayı da getirdiği için başarıyı kalıcı kılabilir ama ben bunların üstüne artık kendi takımının bu maçları bir Avrupa kulübü gibi oynamasını da istiyorum. Çok mu ? …