Hayat bir bakıma sorular ve cevaplar dünyasıdır. Yaşadığımız her olay, karşılaştığımız her sorun, önümüzdeki her engel ya da seçenek bize sorulmuş bir sorudur. ...

Birkaç adım! Sonrası boşluk hissi; ayağı yerden kesen türden üstelik… Tüy gibi hafiflenilir o durakta! Kanadınız taşır gökyüzünü. Güneşi selamlarsınız; mavi son...

İnsanlar, kendi dışındaki kişi ve grupları değerlendirirken, onlar hakkında hüküm verip bir sonuca ulaşırken gösterdikleri yaklaşım ve hassasiyeti her nedense k...

Nisan yağmurları bazen bardaktan boşalırcasına şaka yaparsa da, çoğunlukla günün ya da “Gecenin bir yerinde ılık ılık. / Cisil cisil yağmur olup baharında, / Fi...

Çocukluğumun geçtiği yörede güllacı bilmezdik. Yatılı okuduğum yıllarda da güllaç çıkmazdı. İstanbul’a geldiğim zaman ramazan aylarında güllacı vitrinlerde görd...

Teknolojinin çevremizi ve benliğimizi alabildiğinde kuşattığı modern bir dünyanın kıskacında kıvranan günümüz insanının, ruhunun derin girdaplarında kaybolduğun...

Üstad Necip Fazıl İstanbul için der ki; “Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar / Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar / İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda,...

Kocaman bir yanlış anlaşılmanın ortasında; anlayışsızlığın kurbanı olarak! Öyle bir yer işte; güller kuzguni kafeslerde hapis, çelikten saksılarda balıklar; top...

Kanı çekilmiş dallara anlatabilmek derdini, eğreti durduğu toprağı, nefes almaya takat yetiremediği rüzgarı… Usul usul yağan yağmurun anlatmaya çalıştığı belki ...

Sakın yakındığımı, kendime acıyıp “ah, vah!” ettiğimi sanmayınız. Urfalı Nabi’nin dediği gibi: “Bâğ-ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz / Biz neşâtın da g...