Komşu iki şehrin ezeli rekabetinde kolay kolay hazmedemeyeceğimiz ve unutamayacağımız bir müsabakayı geride bıraktık. Süper ligin ilk devresinin son maçı kuşku yok ki iki takım açısından da hayati öneme sahip bir maçtı. Ev sahibi Kayserispor karşılaşmaya Yönetimi, taraftarı, Teknik heyeti ve futbolcuları ile top yekûn iyi hazırlandı.
Maç takvimi daha önce Federasyon tarafından Cuma günü saat: 17 olarak ilan edilmişti. Kayserispor yönetimi taraftar zafiyeti yaşamamak için saatin 17 olmasına itiraz etti. Sadece itiraz etmekle de kalmadı, hafta boyunca mücadele verdi ve sonunda son derece ender olabilen bir işi başararak maçın saati 19’a aldırmayı başardı. Taraftar yönetimin çabasını boşa çıkarmadı. Belki stadyum dolmadı ama ateşli bir taraftar topluluğu tribünde takımını destekledi. Teknik direktör Çağdaş Atan önüne konan üç yıllık sözleşmeyi imzalamak için Sivasspor maçı sonrasını işaret ederek kazanacağına olan inancını gösterdi. Kısaca Kayseri cephesi maça bir sıfır önde başladı.
Sivasspor cephesinde ise her şey tel tel dökülüyor. Kontratındaki getir götür maddesinin çalışması için ligin ilk devresinin bitmesi lazım ancak Saba her nedense Kayseri maçını oynamadan gidiyor. Galatasaray’a satılan Uğur kadroda ama sahada değil, Aron, Leke, Murat bir türlü düzelmiyor. Yatabare son sakat… Karşılaşmanın saatinin değişmesine kimse itiraz etmiyor…
Böyle durumlarda Teknik adamlar eldeki kadroyu en iyi şekilde hazırlar ve normal zamanda stratejiyi bir düşünüyorsa iki düşünür. Alışılmışın dışında taktik ve kadro ile de çıkabilir. Ancak Kayseri karşısına çıkan kadronun dengesizliğini, gamsızlığını, lakaytlığını, ruhsuzluğunu gören herkes Kulübede Alaatin, Erdoğan, Carol varken Rıza hocanın neden böyle bir tercih yaptığını anlamadı. Kayseri karşılaşmasında biri ikisi değil hepsi tel tel döküldü.
Zaman zaman takımlar kötü futbol oynar ama süperlik de ki bir takım bu kadar kötü koşmaz, bu kadar kötü yerleşemez. Futbolcularda bazen form dalgalanması olur lakin hiçbir ligde hiçbir profesyonel futbolcu bu kadar gamsız vurdum duymaz mücadele edemez. Düşünün Sivasspor takımını en iyisi dört gol yiyen kaleci Ali Şaşal Vuraldı. Ali belki dört gol yedi ama en az dört gol kurtarışına da imza attı.
Kimse giden oyuncuların, sakatlanan futbolcuların mazeretine sığınamaz. Rakibiz bu konuda bizden beş beter. Forvet hattında bulunan futbolcularından Mustafa pekdemek gitmiş, Gavranoviç, Tıam, İlhan parlak sakat. Yani forvet hattı komple yok. Tahta kapalı olduğu için transfer yapma ümidi de yok. Ancak eldekilerle mücadeleye devam edip puanları topluyor. Biz ise halen Avrupa grubundan lider çıktık tesellisindeyiz. Karşılaşmada teknik analiz yapacak hiçbir şey söz konusu olamaz, kelimenin tam anlamı ile rezalet….
Benim ilk kez Kayseri karşısında ki Sivasspor’u gördükten sonra içimi düşme korkusu sardı. Bu korkuyu şehir olarak yaşamamak için Sivasspor yönetiminin acilinden radikal bir hamle yapması şart. Teknik heyet değişikliğine gidip gelen hoca ile mi transfer harekâtına girişir, Rıza hoca ile planlanan transferlerimi acilen getirir bilmem ama şok birşeylerin yapılması lazım. Yoksa yandı gülüm keten helva…