Bu sezonun belki de en anlamlı galibiyetini İstanbul’da Kasımpaşa karşısında almış olduk. Dünya Kupası maçları için Lig’e verilen aradan sonra oynayacağımız maçın önemi oldukça fazla idi. Çünkü sezona hiç iyi başlangıç yapamamış, oynadığımız futbol ve aldığımız kötü sonuçlar neticesinde ligin dibine yerleşmiştik. Bu durumda moral motivasyonumuzu oldukça kötü etkilemişti. Ama biz yigidolar olarak bir bildiğimiz vardı ki; kırmızı beyaz 3 yıldızlı takımımızın iyi takımlarından bir tanesi olduğunu bu kadar kötü sonuç almaması gerektiğini hep belirtmiştik. Ne yazık ki yaşanan şanssızlıklar neticesinde kazanabileceğimiz birçok karşılaşmayı ya berabere bitirdik ya da yenilerek sahadan puansız ayrılmak zorunda kaldı.
Rıza hoca Antalya’da gerçekleşen kamp programının takıma pozitif etki yaptığını belirtmişti. Kamp programı kapsamında oynadığı hazırlık karşılaşmalarında iyi bir performans çizdiğini görmüştük. Tüm bu güzelliklerin yanı sıra önemli bir gerçeği tabi ki unutmamak gerekir. O da takım kadromuzda çok önemli mevkilerde oyuncu eksikliği olmasıdır. Lakin ilk yarının bu son maçlarını elimizdeki futbolcularla oynamak zorundayız. Yani sözün özü elimizdeki bu takımla alabildiğimiz kadar puan almalıyız.
Öylesine önemli ve kritik bir karşılaşmayı deplasman da kazanmanın mutluluğunu hep birlikte yaşamış olduk. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki bu karşılaşmada alınan galibiyet ve 3 puan Sivasspor için sadece bir 3 puan değil önümüze bakmamız anlamında önemli bir ipucu olduğunu eklemek istiyorum.
İstanbul deplasmanın da Kasımpaşa’ya karşı mücadele eden takımımızın analizini yapacak olur isek; karşılaşmanın ilk yarısında Rıza Hoca’nın Esenler Erokspor kupa karşılaşmasında denediği üçlü defansla, yani yeni bir sistem 3.5.2 sistemi ile sahaya çıkması bizim oyun olarak sahada kötü gözükmemizin en büyük sebeplerinden bir tanesi idi. Çünkü bu sistemde oynayan stoperlerin daha hareketli futbolculardan kurulu olması gerekirken bizde üçlü stoperinin sağında oynayan Caner ile solunda oynayan Camara’nın oldukça ağır kalışı bize bir hayli zor anlar yaşatmış oldu. Bunun yanı sıra orta alanda yer alan oyuncularımızın da oyun içerisinde ki rol paylaşımlarında sıkıntı olunca bir türlü düzen kuramamış olduk. ilk 45 dakika boyunca çok etkili olamazken Dia Saba’nın Üstün yeteneği sayesinde sol kanattan geçiştirdiğimiz bir atakta Uğur’un asistinde golü bulmuş olduk. Bu gol pozisyonun haricinde çok net diyebileceğimiz bir pozisyonda bulamadık. Ev sahibi Kasımpaşa ise karşılaşmanın 20. dakikasıyla 40. dakikalar arasında rakibin olağanüstü baskı kurduğunu ve bizlere çok zor anlar yaşattıklarına şahit olduk Bu pozisyonların bir tanesinde yine yerleşim hatası yaparak kalemizde golü görmüş olduk. Rakip bulduğu bu beraberlik golünden sonra üstünlük sayısını aradığı pozisyonlar oldu. Buldukları bu pozisyonlarda golü bulamayınca karşılaşmanın ilk yarısı 1-1 beraberlikle tamamlanmış oldu.
İkinci yarıda Rıza hoca kendi oyun sistemi olan dörtlü defans kurgusuna döndü. İkinci yarıya defansın sağında daha çabuk ve seri oyuncu olan Murat Paluli’yi aldı. Bu değişiklik doğru bir karardı. Bu değişiklikle özellikle Kasımpaşa takımının sol taraftan geliştirdiği ataklarını engellemiş oldu. Max Gradel’in de oyuna dahil olması ile birlikte tamamen Sivasspor oyun kimliğinin sahaya yansımasına da şahit olduk. İşte gerçek Sivasspor gerçek YİGİDO böyle oynamalı dediğimiz anlar karşılaşmanın 60. dakikasından sonra gerçekleşti diyebilirim.
Bu karşılaşmada Rıza hocanın oyuncu değişikliklerini tamamen yerinde yaptığının da altını çizmek isterim. Oyundan çıkan oyunculara baktığımızda özellikle Charis ve Camera’nın bu karşılaşmada çok kötü performans gösterdikleri ve oyundan alınmalarının doğru olduğunu belirtmeliyim.
Bu karşılaşmada en önemli Parantezi forvet hattımızın yaşlı kurdu Yatabare’ye açmak gerekir. Çünkü 90 dakikalık müsabakada 15 dakikada uzatmaları düşünecek olur isek 105 dakika boyunca sahada mücadele eden takımının kazanması için tüm gücünü ortaya koyan bir Yiğido idi. Kendisini canı gönülden kutluyorum. Bu karşılaşmada gol atamasa da takımın kazanmasında en büyük etkenlerden bir tanesiydi diyebilirim.
Kazandığımız bu güzel galibiyetin ardından tüm dikkatlerimizi perşembe akşamı 4 Eylül stadyumunda oynayacağımız Galatasaray karşılaşmasına çevirmemiz gerekir. Artık tribünlerin dolu olduğu coşkulu bir maç oynamamız gerekir diye düşünüyorum. Bunun için de hiçbir mazeret üretmeden tribündeki yerlerimizi alarak takımımıza destek olmalıyız.
Haydi Yigido takımına sahip çık.
