reklam
reklam
DOLAR42,5258% 0.05
EURO49,6585% 0.11
STERLIN56,8554% 0.13
FRANG53,0171% 0.25
ALTIN5.783,20% 0,52
BITCOIN92.408,63-0.83

3. Dünya Savaşı Senaryoları Gölgesinde Barış ve Türkiye’nin Stratejik Kazanımları

Yayınlanma Tarihi : Google News
3. Dünya Savaşı Senaryoları Gölgesinde Barış ve Türkiye’nin Stratejik Kazanımları

Dünyada yükselen tansiyon, büyük güçler arasında derinleşen jeopolitik çekişmeler ve bölgesel krizlerin küresel çatışmalara dönüşme ihtimali, “3. Dünya Savaşı” olasılığını yeniden gündeme taşıyor. Ukrayna’daki savaş, Ortadoğu’daki İsrail-Filistin krizi, Asya-Pasifik’te Çin-Tayvan gerilimi derken dünya adeta barut fıçısı hâline geldi. Bu tablo içerisinde Türkiye’nin hem iç hem dış politikada atacağı adımlar daha da kritik hâle gelmektedir.

Böyle bir atmosferde, yıllardır Türkiye’nin başını ağrıtan PKK terör örgütünün silah bırakması, yalnızca iç barışa değil; aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası konumuna doğrudan katkı sunacak stratejik bir adım olacaktır. Çünkü büyük bir savaşa sürüklenme ihtimali olan bir dünyada, iç istikrarını koruyabilen ülkeler sadece hayatta kalmakla kalmaz, aynı zamanda bölgesel liderliğe de oynayabilir.

Silahların Susması: Doğru Zaman, Doğru Karar

PKK’nın silah bırakması, bugüne kadar onlarca kez denenen fakat çeşitli nedenlerle başarıya ulaşamayan bir sürecin yeniden denenmesi olarak görülmemeli. Bu defa farklı olan, küresel şartların dayattığı zorunluluk ve Türkiye’nin siyasi olgunluğudur. Artık ne iç çatışmalarla vakit kaybedecek bir zaman var, ne de enerji. Türkiye’nin önünde çözüm süreci gibi yarım kalmış girişimlerden ders alarak yeni ve kararlı bir barış süreci başlatma zorunluluğu vardır. Bu, yalnızca güvenlik politikaları açısından değil; ekonomik ve diplomatik anlamda da büyük kazanımlar sağlayacak bir adımdır.

Barışın Stratejik ve Ekonomik Faydaları

Silahların susması, doğrudan ekonomik kalkınmaya zemin hazırlar. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri, terör tehdidinin ortadan kalkmasıyla birlikte yatırım çekmeye daha açık hâle gelir. İşsizlik azalır, göç tersine döner, sosyal refah artar. Türkiye, savaş senaryoları konuşulurken ekonomisini güçlendirmiş, kaynaklarını askeri harcamalara değil üretime yönlendirmiş bir ülke olarak öne çıkar.

Ayrıca bu barış adımı, Türkiye’nin uluslararası itibarını da yükseltir. Batı ve doğu arasında köprü görevi gören Türkiye, içeride çözüm üretme başarısını gösterebildiğinde; arabuluculuk rolü de daha güçlü bir şekilde desteklenir. Ortadoğu’da, Kafkaslar’da ve Balkanlar’da daha aktif ve etkili bir diplomatik aktör hâline gelir.

Türkiye’nin Çıkarı Ne Gerektiriyorsa…

Türkiye için en temel öncelik, milli çıkarları korumaktır. PKK’nın silah bırakması, bu bağlamda yalnızca güvenlik değil; aynı zamanda sosyal barış, ekonomik kalkınma ve uluslararası meşruiyet açısından da çıkarımıza hizmet eder. Elbette bu süreçte dikkatli olunmalı, geçmişte yapılan hatalara düşülmemeli, şeffaflık ve kararlılık esas alınmalıdır. Unutulmamalıdır ki, kalıcı barış bir lütuf değil; güçlü bir iradenin ürünüdür.

Sonuç Yerine

Dünya yeniden savaş tamtamları çalarken, Türkiye barışı konuşmalı. Bu yalnızca bir insani sorumluluk değil; aynı zamanda akılcı, stratejik ve tarihi bir tercihtir. Silahların gölgesinden çıkıp, kalkınmanın ve huzurun ışığına yönelmek, hem milletimizin hakkı hem de devletimizin görevidir.

YORUM YAP