Geçtiğimiz günlerde yerli ve milli otomobilimiz TOGG’un banttan inişini gururla takip ettik. Her alanda olduğu gibi TOGG’da da farklı sesler duyuldu. Önemli bir kesim ülkemiz adına son derece önemli olan bu gelişmeyi alkışlarken belli bir kesim her zaman olduğu gibi bu gelişmeyi de siyasallaştırıp “neresi yerli” gibi sözlerle eleştirmeye kalktı. Günümüzde farlı birçok parçadan oluşan ürünlerin tüm parçalarının aynı ülkede üretilmesini beklemek ahmaklık ve cahillik olur. Böyle bir ürün ortaya koymakta çok zordur. Örnek vermek gerekirse; Sivas’ta kam mili üretimi yapan ESTAŞ isimli firmamız birçok dünya devi otomobil üreticisine parça üretmektedir. Bu parçalar dünyanın en çok tercih edilen otomobillerinde kullanılmakta. Türkiye’de üretilen bir kam mili Almanya’da üretilen bir Mercedes’in Alman malı olmasını engeller mi? Bu nedenle bu tip küçük sözleri dikkate değer görmüyorum.
Dikkate değer başka bir eleştiri ise “Türkiye’nin otomobil üretiminde geç kaldığı ve çok kısa sürede ortaya konulan bir markanın dünya devleri ile rekabet etme şansı bulunmadığı” iddialarıdır.
İlk ciddi otomobil üretiminin 1886 yılında gerçekleştiğini kabul edelim. Biz ise ilk otomobil üretimi çalışmalarına, 15 Mayıs 1961’de Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in Otomotiv Endüstri Kongresi yaptığı bir konuşmanın ardından başladık. Maalesef 2 adet üretilen Devrim isimli otomobilin seri üretimine geçilmedi. Halbuki o tarihten yaklaşık 60 yıl önce Fransa 30 bin 204 adet otomobil üretimiyle dünya üretiminin yüzde 48,77’sine sahipti. 1900 yılında Fransa’da 30, 1910’da 57 ve 1914’te 155 otomobil üreticisi bulunmaktaydı. ABD’de ise 1898 yılında 50 ve 1908’de 291 otomobil üreticisi bulunuyordu. 1961 yılında bile Türkiye olarak otomobil üretiminde çok geç kalmıştık. Ancak bu 2022 yılında banttan indirdiğimiz TOGG’da da geç kaldığımız anlamına gelmez. Otomobil sektörü keskin bir değişim ve dönüşüm yaşamaktadır. Fosil yakıtlı araçlardan elektrikli araçlara geçiş yapılıyor. Birçok dünya devi halen bu geçişi sağlayamamışken biz tam da bu dönüşümün yaşandığı anda elektrikli otomobil markamız ile sektöre giriş yaptık. 1900’lü yıllarda kaçırdığımız trene 2022’de ön vagonlarda binmiş olduk.
Ekonomik kalkınmada otomobil çok mu önemli? Bence önemli. Türkiye ile Türkiye’ye çok benzetilen ve önemli bir otomobil üreticisi olan Güney Kore arasında küçük bir kıyas yapalım. 2015 yılı verilerine göre Kore’de kişi başına gelir 27 bin 970 dolarken Türkiye’de 9290 dolardı. Kore’nin ihracatı 559 milyar dolar, ithalatı ise 516 milyar dolarken Türkiye’de ihracat 151 milyar dolar, ithalat ise 251 milyar dolardı. Türkiye’nin yaklaşık 100 milyarlık bir cari açığı olduğunu görüyoruz. Almanya’da ki otomobil firmalarından sadece biri olan Volkswagen Grubunun 1 yıllık geliri ise 254 milyar dolar. Maalesef bir otomobil firmanın yıllık geliri ülkemizin toplan ihracat rakamından yaklaşık 100 milyar dolar daha fazladır. Türkiye’de üretimi yapılan yabancı markaların satışından elde edilen gelir ise yaklaşık 9 Milyar dolar civarında. Her halde bir ülke için yerli ve milli otomobil üretiminin ne kadar önemli olduğunu anlamak için daha fazla bilgiye gerek yoktur.
Bu nedenle TOGG siyasi rant veya eleştiri malzemesi yapılacak bir argüman olmaktan öte bu ülkenin gelecek yüz yıllarını etkileyecek milli bir meseledir. Bu büyük görüşü küçük sözlerle zedelemeye çalışmak doğru değil.