Devletler kendisinden daha güçlü bir devletin saldırısı sonucu yıkılabilir. Ancak milletler var oldukça yıkılan her devletin ardından yeni bir devlet kurulur ve o millet sahip olduğu, dili, dini ve kültürü yaşatmaya devam eder. Milletlerin yok olması ile bir dil ve kültürün yer yüzünde yok olması demektir. Tarih çöplüğü bu tür milletlerle doludur. Peki bir millet nasıl yok edilir. Bir millet o milleti var eden evlatları yetiştiren kadınların, o milleti millet yapan değerlerden uzaklaşması ile yıkılır. Kadın yozlaşırsa millette yok olur.
Bu milletin kadınları vardı, Orta Asya bozkırlarında erinin yanında onunla birlikte at süren, düşmana kılıç çeken. Bu milletin kadınları vardı Allah’ın nizamını 3 kıtaya yayan erler yetiştiren. Bu milletin kadınları vardı başındaki örtüsünü çıkartmayıp, cepheye taşıdığı top mermisine bebeğinin battaniyesini saran. O kadınlarla mayalanmıştı bu millet.
Günümüzde ise TV’lerde izlenme rekorları kıran kadın programlarında kadının aşağılanmasını kahrolarak izliyoruz. Onuru elinden alınmış, reyting uğruna cahilliğiyle paçavraya çevrilmiş, yanlışları ile örnek modelleştirilerek yanlışları sıradanlaştırılıp ekran maymununa dönüştürülmüş. Türk kadını demeye insanın dili varmayan örnekler. Maalesef çirkin yaşanmışlıkların içerisinden seçilerek milletin seyrine malzeme yapılan acınası hayat hikayeleri. En ağırı da gelecek nesilleri yetiştirecek olan kadınlarımızın ekranlar başında bu kepazelikleri izlemesi. Bu programların izleyicileri üzerinde yaşatacağı sosyolojik etkileri değerlendirmek benim görevim değil elbet. Ancak toplumdan seçilmiş kötü örneklerin sıralanarak ardı arkasına aktarılması, örf ve adetlere, toplumsal ahlaka ve ters düşen bu örneklerin sıradanlaştırılıp kabul görür hale getirilmesine dikkat çekmek, mesleki sorumluluklarımın bana yüklediği bir vazifedir. Çünkü kaybedilen kadın yok olan bir millet demektir.
İzdivaç programlarının neden olduğu yozlaşmanın geçte olsa fark edilmesiyle yasaklanan bu programların yerini alan benzerleriyle ilgili halen bir tedbir alınmaması akıl alır değil. Reyting uğruna milletin zihniyetinde körüklenen bu çürümeye izin verilmesi kabul edilebilir değil. Güçlü bir devlet olmanın yolu milli şuurla dolu sağlıklı bireyler yetiştirmekten geçiyorsa, özlemi duyulan bu nesillerin ilk eğitimini alacakları anneleri göz ardı edemeyiz. Bu nedenle özellikle RTÜK’ü görevini yapmaya davet ediyor ardından da bu milletin geleceği açısından sorumluluk hisseden tüm bireylere ortak tepkide buluşmak için çağrıda bulunuyorum.