Şunu kabul edelim.
Kayseri’de tel tel döküldük.
Yıprandık.
Üzüldük ve üzdük.
Bu nasıl bir kadro, nasıl bir diziliş anlamak mümkün mü?
Defanstan başlayan, forvete kadar süren yanlışlıklar…
Hatalar zincirini say say bitmez…
Sahada kimse yerinde değil…
Sağ bek sağ bek, orta saha orta saha değil.
Kanatlar ise hiç kanat değil…
Forvetler zaten Rıza hocanın dediği gibi forvet değil…
Açıkçası kimin ne oynadığı da belli değil…
Orta saha Kayseri-Sivas otobanı gibi oldu.
Her atakta üç pasla merhaba Ali Şaşal dediler.
40 dakikada skoru 3-0’a getirdiler.
Devrede üç oyuncu değişti, her şey değişti.
Siyahla Beyaz gibi fark etti.
En azından rakibine karşı ezik oynayan takım gitti.
Azda olsa rakibe direnen takım geldi.
İnsan kendi kendine sormadan edemiyor.
Bu kadro tercihini neden yaptınız?
Skor 3-0 olana kadar neyi beklediniz.
Rakibine gol asisti veren Ziya’yı neden almadınız.
Defansın hatalarına neden dayandınız.
Max Gradel’in sahada yürüdüğünü görmediniz mi?
Ahmet Musa nerede forvet oynadı da siz oynattınız.
Uğur Çiftçi’yi 90.dakikadan sonra oyuna niye aldınız?
Transferi bitmiş Uğur’un takıma nasıl bir katkı vereceğine inandınız.
Üç futbolcunuz takımdan ayrıldı.
Dia Saba’ya dur, Uğur Çiftçi’ye gitme kal diyemediniz.
Birde Sivas’ın geleceği gençlere hiç şans vermediniz.
Avrupa kupasında yola devam etmek bizi teselli etmez.
Hocam, tehlike kapımızda farkında mısınız?
Yarın keşke dememek için bugün gerekeni yapmanız lazım.
İstediğiniz transferleri yönetime mutlaka yaptırmanız lazım.
Hem de bir adım dahi geri atmadan…
Şunu hiçbir zaman unutmayalım.
”Bu şehrin Sivasspor’a çok fazla ihtiyacı var.”
Giden gider, kalan kalır.
Ama Sivasspor hep var olacaktır.