Son yıllarda başıboş sokak köpeklerini saldırıları tehlike boyutunu aşarak ciddi bir güvenlik problemi halini almıştır. Başıboş sokak köpeklerinin saldırıları sonucu birçok çocuk hayatını kaybederken birçok yetişkinde yaralanmıştır. Son olarak Türkiye’nin başkenti Ankara’nın en nezih ilçelerinden Keçiören’in göbeğinde 4. Sınıf öğrencisi Tunahan Yılmaz köpekler tarafından parçalanılarak, adeta yenilerek öldürülmüştür. Bu ilk değildir. Kayseri’de köpekler tarafından yenilen iki çocuktan geriye kemikleri kalmıştı. Bu mesele birkaç sınıfsız kokoşun sözle hayvan hakları çıkışları nedeniyle hafifsenecek bir konu olmaktan çıkmıştır. Başka çocukların şehirlerin göbeğinde köpekler tarafından parçalanıp yenilmesi istenmiyorsa gereği her ne ise biran evvel yapılmalıdır. Barınaklara tıkılmaları gerekiyorsa barınak yapılmalı. Sayılarının azaltılması gerekiyorsa kısırlaştırılmalı, şu vahşet engellenemiyorsa itlafları bile gündeme getirilmelidir.
Hayvan hakkı insan haklarından önce gelemez. Hayvana tanınacak hak insan hak ve hürriyetini, can güvenliğini tehdit edemez. İnsan canını hiçe sayarak başıboş köpeklerin sokaklarda yaşaması gerektiği fikrini savunanlar o köpekleri alıp evlerinde beslesinler. Barınaklara karşı çıkıp “sokaklar bu hayvanların yaşam alanlarıdır” diyenler çıksın ölen bu çocukların hesabını versin. Yada onları sokaklarda isteyenler, insanları onlardan koruyacak çözüm yollarını da ortaya koysun.
Başıboş sokak köpeklerinin neden olduğu ölüm ve yaralanmalar kadar sahiplenilmesi ve beslenmesi yasak türlerde insanların can güvenliğini tehdit etmektedir. Hayvanları koruma kanunu, hayvanlara şiddete ağır cezalar getirdiği gibi sahipli bu köpeklerin neden olduğu vakalarda da sahiplerine ağır yaptırımlar getirmelidir. Herkes beslediği hayvanın sorumluluğunu alma zorunluluğunda bırakılmalı. Yasaksa bu türleri besleyenlere göz yumulmamalı, bu basağı çiğnemenin cezasına ağır olmalı.