Her alanda başaranlar rakipleri tarafından kıskanılır, başarmak istenenler tarafından imrenilir. Tıpkı son 22 yıldır Sivasspor’un olduğu gibi. Geçtiğimiz hafta 57. Kuruluş yıl dönümünü kutlayan Sivasspor 35 sezon alt liglerde debelenip, sürünüp saç baş yoldurtup, taraftarını belde takımlarına dahi imrenir hale getirdikten sonra 1998’den itibaren ortaya koyduğu vizyon ve elde ettiği başarılarla imrenilen bir kulüp olarak yoluna devam ediyor.
Çevresindeki iller alt liglerden kurtulamazken, Bursa, Eskişehir gibi gelişmiş illerin köklü kulüpleri amatöre düşmüşken İzmir’in, Sakarya, İzmit’in takımları yerimizde olmak için can atarken, Sivasspor imrenilmeye devam ediyor. Sivasspor kendisi ile birlikte Sivas’ta ki bir çok şeyide yukarı çekiyor…
Bunun en son örneğini geçtiğimiz hafta Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD)’nin Genel Merkez seçimlerinde yaşadık, gördük, idrak ettik ve gurur duyduk. Medya ve spor ayrılmaz bir ikili. Sporu sevenler, icra edenler, emek verenler ve onu profesyonel iş haline getirenler var. Birde emekleri ile sporu sevdirenler var. Spor muhabirleri, spor fotoğrafçıları, kameramanları, engin tecrübeleri ile spor yazarları… TSYD işte bu sporu sevdiren emekçilerin çatı kuruluşu.
1963’te kurulan dernek yıllarca nereyse sadece futbol ligine ipotek koyan bir kaç kulübü takip eden, haberleştiren, sevdiren bir avuç gazetecinin derneği oldu. Onlar yıllar yıllar boyunca yaptıkları haberler ve programlarla ülke çapında doğan bebeleri o takımların renklerine bağladı. Oğuz Tongsir’in başkanlığından sonra ise Anadolu tıpkı Sivasspor gibi TSYD de kendine alan buldu. Üç beş sene öncesine kadar sadece İstanbul, Ankara ve Kulüplerinin başarısı sayesinde Trabzon’da TSYD şubeleri vardı. Artık Sivas gibi Kulüpleri ve medyası güçlü Anadolu illerinde de şubeler var. Yukarıda saydığım üç ilden sonra şubeleşmesini tamamlayan ilk illerden birisi Sivas oldu. Bunda Kemal Çağlayan’nın emeği ne kadar ise Sivasspor’un süper ligde olmasının payı da o kadardır..
Geldiğimiz noktada TSYD’nn 2001 üyesi ve 13 şubesi var. Alanın da tek, Türkiye’nin en büyük medya örgütü. Geçtiğimiz hafta genel kurulda gördük ki, 81 il var ama 80’nin den ayrılan bir Sivas var. Tıpkı çevresindeki illerin takımları alt liglerdeyken Sivasspor’un ülkeyi Avrupa’da temsil ettiği gibi Malatya, Antep şube kurma mücadelesindeyken, Maraş, Erzincan, Yozgat, Tokat hayal edemezken Sivas genel merkez yönetiminde söz sahibi… Samsun Kayseri gibi şubeler Sivas’ın desteği ile kurulurken, Konya ve Trabzon yarı kıskançlık yarı imrenerek takip ediliyor..
Sivas son seçimde bu gücüne Genel merkez yönetimine iki isim yerleştirerek güç kattı. Kemal Çağlayan abim yönetimdeki şubelerden sorumlu yöneticiliğini korurken, Murat Polat yedek listede yer aldı. Sivas ve meslektaşlarımıza ilgi o kadar üst düzeydi ki istesek iki isim daha yazabilirdik. Genel başkanın her konuşmasında Sivas’ı örnek göstermesi, Sivas ekibi olarak sunduğumuz her önerinin kabul görmesi gurur vericiydi. Seversiniz sevmezsiniz bu Kemal Çağlayanın başarısı… Bu topyekün Sivas’ın başarısı….
Sivas’tan on kat daha güçlü illerin takımları küme düşerken, transfer yasağı alırken, bu sezonda sağ salim süper ligde yerini pekiştiren Sivaspor yönetimini ve Sporu sevdirenlerin derneğinde imrenilen hale gelen Sivaslı meslektaşlarımı başta Kemal Çağlayan ve Ali Yavuz olmak üzere yürekten tebrik ediyorum. Gelinen bu noktanın ne anlama geldiğini 40 yaşın altındakilere anlatmak pek kolay değil, onlar ancak kaybedildiğinde anlayacaklar. İnşallah hiç kaybeden olmayalım. Bu gücü korumanın formülü ise gayet basit. Memleket adına başaranları aşağı çekmek yerine hep birlikte arkasında duracağız. Teşvik edip destek olacağız… Hepsi bu…