İngiliz işgal kuvvetleri komutanı Sir Charles Harrington,Savaş sonrası paylaştığı anılarında şöyle der.
Koskoca Osmanlı devletini tek bir mermi sıkmadan teslim aldığımız tarihi bir gerçektir.
Osmanlı devletininin kendi içinde ciddi sorunlara vardı.Sarayın ekonomik çöküşü, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik buhran ve bir de buna Anadolu’nun Millet (Türklük) bilincinden uzaklaştırılıp ümmet inancıyla bölünmesi ve varlıklarını kimliklerini gizleyerek koruyan gayrimüslüm tebanın, Anadolu’da işgal kuvvetlerini kurtarıcı gibi göstermeleri sonucu oldu.
Arap toplulukları üzerinde, kraliyet devletinin (İngiltere) saygınlığı ve kabul görmüşlüğü işimizi son derece kolaylaştırdı.
İşgal kuvvetleri bir çok yerde alkışlarla karşılandı, ancak daha sonra ne olduysa, direnişler örgütlenmeler ve isyanlar başladı.
Başta bu hesapta yoktu. Çünkü silahlarıyla teslim alınacak bir devlet ve ordusu vardı.
Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının bu sürece başından beri karşı çıktıklarını öngörememiştik.
Anadolu’da örgütlenmeler başladı. Bizim diğer işgal kuvvetleri ve İstanbul hükümetiyle koordinesiz oluşumuz, onların işini kolaylaştırırken, bizleri son derece zor durumda bıraktı.
Yaşlı kadınlar, hatta çocuklar bile işgal devletlerine karşı ayaklandırılıyor, yerel silahlı milisler oluşturuluyor, bunlar işgal devletlerinin askerlerine saldırıyor ve İstanbul dışında kontrolü ele geçirmemize engel oluyorlardı.
Biz bu durumun önüne geçilmesi için İstanbul hükümetinden yardım ve destek istedik, bunala ilgili yasaklamalar ve fetvalar yayınlandı ancak o kadar iyi örgütleniyorlardı ki, bu bildirilerin çok etkisi olmadı.
Ve sonunda kaybettiğimiz bu işgal serüveninden biz çekilmek zorunda kaldık.
Bu anıları paylaşan bir işgal kuvveti komutanı, şuna dikkat ettim bu yazıları okurken, birincisi Osmanlı’nın ekonomik çöküşü ve millet bilincinin unutturulması.
Her ikisi biraraya geldiğinde son kaçınılmaz oluyor.
Her zaman da bir Mustafa Kemal çıkmıyor işte.