reklam
reklam
DOLAR35,5594% 0.16
EURO36,5618% -0.36
STERLIN43,2938% -0.53
FRANG38,8712% -0.25
ALTIN3.081,85% -0,38
BITCOIN104.641,880.295

Küçükpazar Karakolu

Yayınlanma Tarihi : Google News
Küçükpazar Karakolu

Zamanın meşhur dolandırıcılarından Eyüplü Halit ve iki kafadar arkadaşı, (Tarihte meşhur dolandırıcı Türkler arasında sayılsa da Aslen Rum’muş) 1950’lerde İstanbul’un Sirkeci semtinde bir binayı kiralayarak üzerinde Küçükpazar Karkolu yazan bir levha asarlar. Karakol günlük rutin işlere bakarken, daha sonra işi büyütür ve yeni atanan İstanbul Emniyet Müdürüne bir kutu lokum alıp hayırlı  olsuna dahi giderler. Söz karakoldan açılınca, işlerin yoğunluğundan personel takviyesi bile isterler.

Daha sonra bunlara 3-5 polis bir kaçta bekçi verilir ve gerçek bir karakol gibi çalışmaya başlarlar. Mahallede olan biten her türlü adli vakaya canhıraş bir şekilde koşarlar, yardıma gidilir vs.vs.

Bu arada olay anlaşılmasın diye 3 kafadar hiçbir zaman birlikte yıllık izne vazifeye gitmezler, en az birisi karakolda kalır.

Karakolların yıllık ihtiyacının belirlendiği bir dönemde, karakolda görevli polis memurlarından birisi, Emniyet Müdürlüğü’ndeki devresine, karakolun kömür ihtiyacını söyler ve dananın kuyruğu  o anda kopar.

Zamanla daha sonra burasının resmi kayıtlarda olmadığı fark edilince, bir ilçe emniyet müdürü araştırmaya gider ve bir kömür dağıtım mevzusundan sahte karakol olayı çözülür.

Ama  bu süre zarfında 3-4 yıl kadar faaliyette kalmış ve bir çok dosyayı adliyeye taşımışlardır.

Fakat işin daha da ilginci, karakolun, o zamanki Sirkeci Emniyet Müdürü ve İl Emniyet Müdürü’nün farklı bir düşünceyle, gerçek karakol haline dönüştürülmesidir.

Babacan bur müdürler, üç kafadara karakoldan ayrılmalarını ve bir daha gözükmemelerini söyleyerek, “deprem vurdu, sel götürdü,” ayağına bölgede bir karakol kurulduğunu, karakol kurulduktan 5 yıl sonra resmi olarak bir daha kurar ve hizmete açarlar.

Daha sonra, o karakol on yıllarca aynı binada, o bölge insanına hizmet verir.

Burada şuraya geliyorum.

Hayatımıza bir şekilde, hileyle, hurdayla, sahtekarlıkla sokulan onlarca kabul var ki, bugün gerçek olarak yaşadığımız ve doğru kabul ettiğimiz.

Bunlar neler olabilir derseniz. Doğru adına kabul ettiğimiz bir çok şeyin altında bir bit yeniği, bir çapanoğlu var.

“Gemisini yürüten kaptan” ne kadar doğru bir kaptandır.

Bunu futbol gibi bir temaşa sanatı ve bunun olduğu organizasyon sizce sahiden bilimsel veri ve akıl üzerine mi inşa edilmiştir.

Neler bunlar derseniz? Mesela “Adalet  gibi, mesela merhamet gibi, mesela akıl bilim gibi, mesela ahlak ” olması gereken kurumlar hayatımızdan çıkartılmışken, yada tamamen olmasa da, kısmen çıkartılmışken, bunların varlığını kabul etmek yerine;

 

YORUM YAP