reklam
reklam
DOLAR42,5354% 0.06
EURO49,6340% 0.04
STERLIN56,8126% 0.04
FRANG52,9907% 0.19
ALTIN5.780,54% 0,48
BITCOIN91.973,45-1.344

Makineler akıllandıkça insanlık bilinmeze sürükleniyor

Yayınlanma Tarihi : Google News
Makineler akıllandıkça insanlık bilinmeze sürükleniyor

Hayatımızı kolaylaştıran teknolojiler yaşam konforumuzu arttırırken beraberinde hiç olmayan farklı problemleri de beraberinde getiriyor. Askeri alandaki gelişmeler savaşları daha öldürücü hale getirirken güçlü ile zayıf arasındaki uçurumu arttırarak sömürüyü daha keskin bir hale taşıyor.
İletişim alanındaki teknolojik yenilikler ise adeta akıllara durgunluk veren bir hızla ilerlemeye devam ediyor. 10 yıl önce hayal dahi edemeyeceğimiz teknolojik yenilikleri bugün neredeyse toplumun her katmanı kullanır hale geldi. Geçmişle televizyon, radyo gibi iletişim araçlarıyla kurulan tek yönlü iletişim, sosyal medya ile çok daha yönlü bir hal aldı. Kişiler artık sadece verilen anlık, kısıtlı içerikleri değil, çok geniş bir yelpazede, filtre edilmeyen, kontrol edilmeyen, sınırsız içeriğe istediği an ulaşabiliyor. Bunun ötesinde kendi ürettiği içerikleri milyonlarla paylaşma imkanı buluyor. Üretilen içerikleri anında yorumlayıp kısa süre içerisinde geri dönüş alabiliyor.
Yeni medya olarak adlandırılan bu alan bilgiye ulaşmadan, reklama, alışveriş alışkanlıklarına, bireysel ve toplumsal kültüre, suç çeşitliliği ve oranlarına kadar hayatımızın her alanını ve aşamasını direk etkiliyor. Yeni medya hayatımızı renklendirdi, hızlandırdı, kolaylaştırdı, iletişimi oldukça güçlendirdi. Ancak beraberinde suç yaşını düşürdü, etik ve ahlaki değerleri ortadan kaldırdı, kültürel yapıyı bozdu, boşanma oranlarının artmasına neden oldu. Olumlu ve olumsuz örnekleri sıralamakla bitmez. Bence topluma verdiği en büyük zarar, samimiyeti bitirmesi, güveni azaltması, mahremiyeti ortadan kaldırması ve insanı hem bedenen hem de zihinsel olarak tembelleştirmesidir.
İnsanlık yeni medyanın güzelliklerinin yanında getirdiği olumsuzlukları tolere etmenin yollarını ararken hayatımıza birde ‘yapay zeka’ girdi. 2000’li yılların başlarında bilim kurgu filmlerinde karşımıza çıkan ancak hayalden öte değerlendirdiğimiz yapay zeka bir realite olarak karşımıza çıktı.
Bundan tam 41 yıl önce James Cameron’un yönetmenliğini yaptığı, Arnold Schwarzenegger’in başrolü oynadığı Terminatör isimli filmde düşünen robotları görmüştür. Yine 1999 yılında İLKİ vizyona giren Matrix simli film serisinde insanlarla düşünen makinalar arasındaki savaş konu edilmişti. İnsanlar tarafından geliştirilen makinaların insanlığa hakim oluşuna dikkat çekilmek istenmişti.
Yapay zeka tanımlaması 1950’li yıllarında bilim insanları tarafından bilim literatürüne girse de geniş kitleler bu tanımla 2001 yılında vizyona giren Steven Spielberg’in yönetmenliği yaptığı ‘Yapay zeka’ isimli bir filmle tanıştı. Ölen oğlunun yerine, oğlunun duygularının yüklendiği bir robotun, zamanla annesi tarafından dışlanması ile yaşadığı dramın konu edildiği film, dünyayı esir alan düşünen robotların hakimiyetiyle son buluyordu.
Beyaz perdede izlediğimiz kurgular bir bir gerçek olarak karşımıza çıkmaya başladı. Tüm olumsuz yönlerine rağmen yeni medya ve yapay zeka karşı konulamaz ve engellenemez bir gerçektir. Bu gelişmeleri engellemek elimizde olmasa da zararlı yanlarını asgariye indirip olumlu yönlerini kullanmayı öğrenmeliyiz. Karşı çıkmak yerine doğru ve güvenilir kullanmanın yollarını bulmak zorundayız.
Tanı koyan, tedavi uygulayan, ameliyat yapar yapay zeka doktorları görmek artık bir hayal değil. Dersler belki de yapay zeka tarafından verilecek. Mahkemelerde bizi bilgisayarlar savunup bilgisayarlar yargılayacak. Trafikle bizi durduran polis robotlar olacak. Günümüzde restoranlarda garson robotlarla hepimiz karşılaşmışızdır. Bunu baz alırsak gelecekteki örnekleri hayal gücümüzü zorlayarak arttırmak mümkün.
Tüm bu gelişmelerin ışığında insanlığın kendine sorması gereken soru aslında şu olmalı: ‘Peki, insanlık ve insanı insan yapan değerler ne olacak?

YORUM YAP