Ülke insanı olarak transfer sezonlarına bayılıyoruz. Futbolu izlemekten, irdelemekten daha çok transfer konuşmayı seviyoruz. O nedenle ki birçok kulübümüz lig şampiyonu olmak yerine transfer şampiyonu olmayı tercih ediyor. Yine bu sebeple ki yerli çocuklar çöp edilirken, liglerimiz Avrupa’nın çöplüğü haline geldi.
Ligin kamp süreci başladığından itibaren Sivasspor adına her maç öncesi ve sonrası tekrarlanan bir konu var ya, “ 17 oyuncumuz gitti yerini dolduramadık, eksik hazırlandık, eksik oynuyoruz “ falan, bu ibare doğru değil. Sivasspor ile sözleşmesi biten futbolcu sayısı 17 gibi gözükse de fiilen öyle değil. O isimlerden Kaleci Ali Şaşal Vural, Alaatin Okumuş, Ziya Erdal, Samba Camara ve Fode Koıta ile sözleşme yenilendi. Yenilenmeyen isim sayısı 12. O isimlerin ikisi kaleyi görmeyen kalecilerken, yüzde sekseni de kulübenin sadık bekçileriydi.
Sivasspor gidenlerin yerine doğrudan ilk onbir oynama potansiyeli bulunan altı yeni futbolcu transfer etti. Bir anlamda bu sezon başı yönetim, geçtiğimiz yıla oranla daha hızlı ve daha tedbirli davrandı. Kaldı ki transfer her şey değildir. Esas olan oturmuş kadronun oluşturulmasıdır. Dünyanın başarılı ve köklü kulüplerine bakarsanız hiç biri çok fazla transfer yapmaz. Eksik gördükleri mevkileri birkaç nokta takviye ile tamamlar ve sezonu kapatır. Her yıl sil baştan kadro yapan takımlara iyi gözle bakılmadığı gibi başarılı da olamazlar. Zira kendi ligimizin geçen yılki şampiyonu Galatasaray giden 13 futbolcusunun yerine altı yeni transfer yaptı.
Hocamız Beşiktaş maçı öncesinde yaptığı açıklamada ikisi yerli, ikisi yabancı olmak üzere dört futbolcu daha istediğini beyan etti. Bana göre ligde şempiyonluğa oynamayacağımıza göre dört takviyeye gerek yok. Diyelim ki var, şunu da anlamakta zorluk çekiyorum. Eskiden teknik adamlar mevki verir, sayı verir transfer isterdi. Yerli yabancı demezlerdi. Ne demek iki yerli, iki yabancı. İhtiyacı karşılayacaksa dördü de yerli olmaz mı mesela? Bu yabancı sevdasından bir an önce kurtulmak şart.
Sivasspor gibi takımlar açısından süreç sürekli ver Avroyu getir yabancıyı ile devam ettirilemez. Bizim gibi takımlar öz kaynağından mutlaka beslenmelidir. Hocamız “sezon başı kampını 13 alt yapı futbolcusu ile yaptım” diyor. Gayet güzel, peki bu 13 isimden hiç biri kadroya girecek nitelikte ve yetenekte değil mi? Biz biliyoruz ki çok sayıda gencimizin yeteneği bunu kaldırır. Akademimiz patentli bir çok oyuncuya bir çok kulüp imrenerek bakıyor. Teknik direktörümüz geçtiğimz yıl Konyaspor ile oynanan Kupa maçına U19 takımı ile çıkmış ve maç sonrasında “Biz maçı kaybettik ama bu çocukları kazandık, bunlar Sivasspor’un geleceği, hepsi içeride ağlıyor” demişti. Aradan geçen bir yıla rağmen o çocukları bir daha gören olmadı. O gençlerin en az yarısı süre almayı hak ediyor.
Bülent hoca her konuşmasında ben Sivasspor için şunu yaptım, bunu başardım diyor ya. Eğer Sivasspor için gerçekten bir şey yapmak istiyorsa bu çocuklara süre versin. Biz biliyoruz ki o gençler onu mahcup etmeyecek ve Sivasspor’un belki de geleceği kurtulacak. Millî takımları besleme gururu yaşayacağız. Akademinin kesintisiz devamı sağlanacak. Bunu yaparsa kendisinin ifade etmesine gerek kalmadan Sivaslılar Bülent hocanın hakkını kendisine ziyadesiyle teslim eder. Bülent Uygun yigidoların gözünde o zaman efsane olur…