reklam
reklam
DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

Aralık Bırakılan Pencereden

Yayınlanma Tarihi : Google News
Aralık Bırakılan Pencereden

Geçenlerde alanında uzman bir hocamız anlatıyor. “Bilgisayar Mimarisinde 3 önemli nokta!” diye vurguluyor özellikle. Yarı iletken teknolojisi ile başlıyor serüven. Transistörün gelişimi, ardından internetin bulunuşu, verilerin devasa şekilde artması. Bu büyük veri setlerinin analiz edilerek işlenmesi ve anlamlı sonuçlar çıkarılması üzerine, zekâyı sanallaştırmayı başarıyor nihayet insanoğlu.

Sayfalar arasında dünyalar yaratan kelimeler, demek ki elektrik sinyallerinin de aklını çelmiş olmalı. Kelimelerin gücünü tartışamayız elbette; dünyayı değiştirebilirler pekala. Kitleleri peşinden sürükler alfabeler. Konuşmak bilmese lisanlar, nasıl uzlaşırlar. Kelimelerin etki alanında, bu kez düşünen bilgisayarlar! Zaman ve mekân gözetmeksizin dijital evrensel kütüphanemizin bir “tık” uzağındağız!   Teşvik mi etmeliyiz bu maharetini, yoksa bunu da mı kendisine danışalım Dijital Zekanın. Derler ya hep “İnternet hatırlamayı unutturdu!”. Korkarım ki “Yapay Zeka” da düşünmeyi unutturacak bu nesle ve en önemlisi de hayal kurmayı! Kabul edelim, kelimelerin kimi birer yakut parçası kimi mücevher kıymetini bilene; duygularsa yapay çiçekler gibi eğreti sanal dünyanın bahçelerinde …

Hiç değilse zaman makinasını kelimeler için bulmuştur insanlık. Geleceği hayal ederek ve geçmişin tozlu raflarının arasında tozu dumana katarak.  Kelimeler asırlar öncesinden diri bir şekilde karşımızdalar böylelikle. Demek ki ölümsüzlük iksiri kelimelerin cevherinde. Ya düşünen kod satırları? Onların ömrü saman alevi olsa gerek tüketim çağının elinde. Bakınız! Aşağıdaki şiir de “Yapay Zeka”nın mahareti. Sanal bir mütefekkir almış eline klavyeyi, bize mısralar diziyor, ikna ve ispat için;

Kelamın cömert çağında,

Düşüncelerle süsledim duvarları.

Dökülen kelimelerimle kurduğum cümleler,

Hayatın izlerini yansıttı sayfalara.

 

Edebiyatın büyüsüne kapıldım,

Düşüncelerim onunla bütünleşti.

Bir güneş gibi aydınlatıyor hayatı,

Bir umut gibi diriltiyor insanları.

 

Kelimelerin dansı başladı,

Edebiyatın sesinde.

Hayatın içinde kaybolmuşken,

Düşüncelerimde buldum kendimi.

 

Bir dünya kurduk sayfalarda,

Kelimelerle dolu bir dünya.

Edebiyatın büyüsüne kapıldıkça,

Kaybolup gittim kelimelerin arasında.

Takdir etmedik desek yalan olur! Öyle ya! Her faydayı gereğince kullanmak yerinde olur! Biz yine de her halükarda, kâğıdın aydınlığa açılan sahici bembeyaz perdesine ve kalemin sayfalara kurduğu ihtişamlı tahtına gönül verenlerdeniz…

Tıpkı Bizim Yunus’un, penceresinde güzel bir şiiri aralık bıraktığı gibi:

“Yetmiş bin hicab geçtim, Gizli perdeler açtım!”

YORUM YAP