Dünkü yazımda kaldığım yerden devam edecek olursam, elbette bir yıl sürecek etkinlikler manzumesi içinde yarışmalar da olmalı diyerek, hayallerimi bu yöne çevirdim. Elimde imkân olsa ne yarışmaları yapardım, diye düşündüm:
Aşık Veysel resim, portre, soyut, illüstrasyon; Aşık Veysel için araştırma, deneme, roman, şiir, öykü, Aşık Veysel şarkı-türkü beste; (öğrenciler için) Aşık Veysel kompozisyon, Çizgi film; çizgi roman, heykel, büst, rölyef, gravür, seramik…
Yarışmaların olabilirliği olanların, bir an önce kararlaştırılıp, muhatapları, koşulları, seçici kurulları ve takvimleri 2023 yılı mart ayının üçüncü haftası sonuçlanacak şekilde oluşturulmalıydı
Kitap ve basılı materyaller konusunda ilk anda aklıma bir “Yaşayan Aşık Veysel” adlı kitap oldu. Elbette bilgi kirliliğini giderici içerikte Aşık Veysel’in hayatını, sanatını, öğretilerini, şiirlerini yansıtan kitap da olmalı ve Türkçe, İngilizce olarak yayınlanmalıydı.
Aşık Veysel’i yarınlarda yaşatacak olan çocuklara özel önem verilmeliydi. Onların kıssadan hisse çıkarabileceği öykü ve şiirler çizgilerle aktarılabilirdi.
Yıl boyunca sergi, gösteri, konser vb. etkinliklerde dağıtılmak üzere Aşık Veysel’i tanıtıcı broşür veya kitapçık yapılmalıydı.
Bir an için ne ödüller verilebilir diye de düşündüm:
İlk aklıma gelen araştırma dalı oldu. Sonra, yazın alanında kitap, makale, anekdot sayılabilirdi.
Müzik alanında derlemeciler, notistler ve yorumlayanlar değerlendirilebilirdi.
Günümüze ve geleceğe miras nitelikli belgesel, film, tiyatro, animasyon, çizgi film yarışma konusu edilebilirdi.
Bu düşünce ve dileklerimi kendime saklamadım. Bir dosya haline getirip, 2022 yılı baharında yetkili kişilerin eline geçebilecek şekilde teslim ettim.
Şimdi hayalleri bir yana bırakıp gerçeğe göz atalım: Aşık Veysel Anma Yılı’nda güzel etkinlikler olduğunu izledim. Örneğin Kültür ve Turizm Bakanlığı koroları başta Sivas, Ankara İstanbul, İzmir, Bursa gibi illerimizde muhteşem konserler düzenlediler. Yurt içinde ve yurt dışında sivil Toplum örgütleri, koroları anma ve konserler konusunda sayısız etkinlikler yaptı. Adeta, Koca Veysel’i anmak için yarıştılar.
Benim açımdan kurduğum hayaller, içimde burukluk olarak kaldı. Bana çok iş düşeceğini sanırken, hiçbir okuldan, belediyeden, kültür merkezinden, yayın evinden ve sivil toplum örgütünden davet almadım. Bunun güzel tarafı, bana gerek olmadan da Aşık Veysel’in anılıyor olmasıydı.
Sivas Platformu, 2023 tanıtım günlerine Aşık Veysel’in adını vermiş ilan etmişti. Aşık Veysel kitabını bastıramamışlardı ama, üç gün sürecek etkinlik içindeki tek konferansı bile Filistin katliamı gerekçe gösterilerek iptal edildi. Oysa bu eğlence değildi. Aşık Veysel’in anlatılacağı programın iptal edilmesi garibime gitti. Elli yıl önce, Aşık Veysel heykelinin Sivas’a kabul edilmemesi de garibime gitmişti. Sivas’ta Aşık Veysel adı verilen bir okulun kapatılması da garibime gitmişti. 2022 yılında İstanbul Şehir Tiyatroları’na Aşık Veysel oyunları teklif edilmişti. Araya hatırlı kimseleri koydum. Oyalama süreci başladı. Sonuç dosyalar kayboldu. Bu daha da garibime gitmişti. Neyse garabetten değil iyi şeyler söz etmeli:
İyilerin en güzeli, geçmiş yıllarda Aşık Veysel hakkında kitap yazacak üç beş kişi varız sanıyorduk. Bu yıl gördük ki onlarca bilgili, araştırmacı varmış, ama biz bilmiyormuşuz. İstisnaları hariç, her biri UNESCO sembollü otuzun üzerinde kes kopyala yapıştır, kitap yayınlandı. Bu da sevindiriciydi.
Bir başka güzellik, Aşık Veysel’in vefalı torunlarından Çiğdem Özer’in kurduğu Aşık Veysel Vakfıydı. Vakıf, Aşık Veysel adını yaşatmayı, eğitim ve üretim odaklı yaklaşımı ile Türkiye’nin kültür-sanat dünyasına katkı sağlamayı amaçlayacaktı. Sonuç olarak devamlılık esastı. Elbet kimilerine göre bu furya bitecek, sel gidecek taş kalacak, el gidecek gardaş kalacak. Can bu tende olduğu sürece, hizmetimiz sürecek.