
Geçen hafta sizlere Türkiye turizminin geldiği noktayı anlatmaya çalışmıştım. Sürecin hiçte iyiye evrilmediğini, Türkiye’nin geçmiş yıllarda gördüğü turist sayısı ve turizm gelirlerinin artık bir hayal olmaya başladığını ve bunun nedenlerini anlatmaya çalışmıştım, dilim döndüğünce.
Bu haftada içinde, Türkiye’nin başta Bodrum, Marmaris, Kuşadası, Fethiye, Antalya gibi Turizm başkentlerinden manzaralar konulup, boş masa ve sandalyeler, boş şezlonglarla dolu sahiller, kumsallar paylaştı ulusal medya bizlerle.
Benim geçen hafta içi yazdığımız teyit edercesine bir manzara ile karşı karşıya kaldığımızın resmi ifadesi oldu bu durum. Sahiden turizm artık içler acısı. Öyle ya, sizin Turizm’den sorumlu bakanınız ve Turizm elçiliği yapmak gibi erdemli bir görevi alan bir basın mensubunun aynı yatta, üstelik Yunanistan sahillerinde Sirtaki ile karşılanmasının hoş olmayacağını, bunu rakip turizm ülkelerinin kullanabileceğini kestirmeliydi.
Maalesef kestiremediler.
Biz gelelim şehrimize..
Sivas, turizm garibanı bir şehir. Sahi neyimiz var diye soracak olursak.
Bir çok defa yurtdışına çıktım. Sivaslı olduğumu öğrenen vatandaşlarımızın bana yönelttiği sorularda en çok karşılaştığım ve sohbet imkanı bulduğum başlıklar şöyleydi.
Madımak’ta katledilen canların hikayesi. Muhsin Yazıcıoğlu ve yol arkadaşlarının alçakça katledilmesi, Kangal Balıklı Kaplıcamız ve haliyle Kangal köpeğimiz. Bir ara sıkça sorulsa da, artık pek sorulmayan Sivasspor..
İlk iki başlığa verdiğim cevap aynen şöyleydi. “O dönem devlet içine gizlenmiş Masonik yapının, makam ve mevki sahibi rantçılarının tezgahıdır 2 Temmuz. Ki geldiğimiz süreçte herşey ayan beyan ortaya çıktı.Geçmişte sözde devlet adına mermi sıkanın kutsal sayıldığı günlerin kahramanları, bütün olan bitenleri günlüklerini yazmışlar, gün ağarınca ortaya çıkıyor.
Diğerlerine gelince, Sivasspor şanlı şöhretli heybetli günlerinin çok gerisinde.Köftemiz, eski günlerinin biraz gerisinde kalsa da, yine de bir kaç eski ustanın, onların varislerinin elinde eh işte.. Kangal köpeğimiz sosyal medyada yapılan algı çalışmalarına rağmen direniyor.
Peki ya Kangal Balıklı Kaplıcamız nerede, nasıl ve ne durumda?
Maalesef içler acısı bir durumla karşı karşıyayız.
Özellikle egzama, Sedef gibi deri hastalıklarının bilinen durumdaki en iyi tedavilerinden birisi olan Kaplıca tedavisi askıya alınmış ve kapatılmış durumda.
Bunun nedenini çok bilmemekle birlikte BOLU Kartalkaya’daki otel faciasından sonra, vazifesini sorumluluğunu bir türlü bilmeyen, vaktinde denetimlerini yerine getirmeyen turizm bakanlığının ve yereldeki yönelticilerinin her turizm işletmesine, potansiyel Kartalkaya oteli gözüyle bakmaları galiba.
Onlarca, yüzlerce binlerce tedavi bekleyen hastaların, belki aylar önce alınmış randevuları, tedavi süreçleri akibeti belli olamayan bir şekilde durdurularak, umutsuzluğa ve daha tehlikeli bir sürece itiliyorlar.
Yazıktır, günahtır.
Nedir bu işletmenin bu tesisin durumu? Neden kamuoyu bilgilendirilmez. Bırakın oradan ekmek yiyen onlarca insanın rızkını, çoluk çocuğunun geleceğini düşünmeyi, yüzlerce hasta var tedavi görmesi gereken.
Nedir derdiniz, söyleyin de bilelim?
Kamuoyu bu konuda acilen bir açıklama beklemektedir. Çözümü neyse birlikte bulalım.




