reklam
reklam
DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

Başıboş köpek terörü

Yayınlanma Tarihi : Google News
Başıboş köpek terörü

Halen geçerli olan 1982 Anayasası her bireye yaşama hakkı tanır. Kişinin yaşama hakkı Anayasal bir haktır. Engellenemez, kişinin yaşamına kasteden etkenlerin bertaraf edilmesi devletin asli görevleri arasında yer alır.
Başıboş sokak köpekleri meselesi her geçen gün büyümekte ve önlem alması gereken kurumlar, hem yasal engeller hem de sivil grupların baskıları nedeniyle meselenin çözümünde yetersiz kalmaktadır. Bu mesele son yıllarda öyle bir noktaya gelmiştir ki başıboş sokak köpekleri artık insanların can güvenliğini tehdit eder olmuştur. Son 3 yıl içerisinde ülkemizde çoğu çocuk ve yaşlı olmak üzere 40’tan fazla kişi sokak köpekleri tarafından parçalanarak öldürülmüş yada sokak köpeklerinin neden olduğu kazalar neticesinde ölmüştür. Yaralıların sayısı ise yüzlerle ifade edilmektedir. Birçok noktada mesele sokakları yaşanmaz hale getirmiştir.
Ülke olarak bu mesele ile ilk kez karşı karşıya kalmıyoruz. 1910 yılında özellikle İstanbul’da kuduz köpek vakaları halkın can güvenliğini tehdit edince dönemin İstanbul Belediye Başkanı Suphi Beysoyundu, 80 bine yakın köpeği toplatıp boş bir adaya bıraktırmıştır.
1932 yılında ise yine başıboş sokak köpekleri halkın can güvenliğini tehdit etmeye başladığında Mustafa Kemal Atatürk’ün çıkartılan genelge ile binlerce başıboş sokak köpeği itlaf edilmiştir.
Ülkemizde 2005 yılında çıkartılan 5199 sayılı yasa ile hayvanlar da bir takım haklara sahip olmuş ve koruma altına alınmıştır. Sonraki yıllarda yapılan düzenlemeler ile özellikle hayvanlara eziyete ağır cezalar getirilmiştir.
Karşı karşıya kaldığımız bu ciddi meselenin toplumun büyük bir kısmı ile azınlık olarak nitelendirebileceğimiz küçük bir kısmını ikiye böldüğünü söyleyebiliriz. Büyük bir kesim başıboş sokak köpekleri için acil çözüm üretilmesini isterken küçük bir kesim ise sokakların bu hayvanların doğal yaşam alanları olduğunu ileri sürüp kısırlaştırma ve barınaklara karşı çıkmaktadır. Ölüleri görmezden gelip yaşananları doğal bir süreç olarak nitelendirmektedir.
Şahsen artık halkın can güvenliğini tehdit eden bu mesele kadar, ölümleri görmezden gelip meselenin çözümünü tıkamaya yönelik eylem ve duruşları tehlikeli buluyorum. İnsanın yaşama hakkını yok sayarak köpeklerin sokaklarda hayat sürmesi gerektiği savunanların, insan sevgisinden yoksun, samimiyetsiz ve hayvanları kullanarak farklı amaçlara hizmet ettiklerini düşünüyorum. Bu yapı kişilerin aldıkları bağışları ne şekilde kullandıklarının iyice araştırılması gerekmektedir. Şunu herkes aklına iyice sokmalı, insan hayatından daha kıymetli başka hiçbir hayat yoktur. Başta türlerin hayatının devamı için insanlar feda edilemez.
Bu meselenin daha da büyümeden çözüm üretilebilmesi için gerekli yasal altyapının biran evvel oluşturulması gerekir. En mantıklı çözüm topyekûn bir kısırlaştırma ve barınaklar olarak görülmektedir. Bunların sağlanması için gerekli kaynaklar oluşturularak biran evvel çalışmalara başlanılması elzemdir. Gündeme gelmek, toplumda bir statü kurmak, hayvanların üzerinden rant elde etmek isteyen tipler ise süreci tıkamak yerine her iki tarafında razı olacağı çözüm noktasında idareye destek olmalıdır.

YORUM YAP