Hepimizin malumu İsrail’in Filistin halkı üzerindeki terör saldırıları ve soykırım girişimi şiddetini artırarak sürmektedir. Bugün yaşananlar asla ve asla savaş olarak tanımlanamaz. Savaşların bile kendi içinde etik kuralları vardır. Savaşların uluslararası hukukla çizilmiş sınırları bellidir. İsrail’in hastane, ibadethane ve pazar yerlerini kapsayacak boyutta ortaya koyduğu saldırılar sadece savaş suçu değil ayrı zamanda insanlık suçu olarak da tanımlanabilir. Türk halkının her kesimi bu terör saldırılarından yana tavrını ortaya koymuştur. Ancak Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa ülkelerinin su soykırıma sessiz kalması hiçbir mazeretle açıklanamaz.
2. Dünya savaşından sonra yaşanan savaşların ve barışa yönelik tehditlerin tekrarını önlemek ve uluslararası barış ve güvenliği koruması amacıyla, savaşın galibi güçlü ülkeler tarafından kurulan Birleşmiş Milletler adeta üç maymunu oynamaktadır. Bugüne kadar BM’nin çatısını oluşturan beş daimi ülkenin çıkarları doğrultusunda kararlar alan bu teşkilat artık kuruluş amacına hizmet etmediği gibi milletler arasındaki barış ve güveni tehdit eder bir hal almıştır.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın her platformda seslendirdiği gibi “Dünya beşten büyüktür” BM’nin varlığı artık tartışma konusu olmuştur. Bu çatının Dünya barışını korumadığı sadece 5 daimi üyenin çıkarları doğrultusunda varlık gösterdiği artık aşikârdır. Bugün soykırım, insanlık suçu, savaş suçu işlenen yerlerde BM’yi görmem mümkün değilken, enerji, petrol, değerli madenlerin bulunduğu bölgelerdeki yine BM kontrolündeki yapılanmalar tarafından çıkartılan kargaşalarda BM ile karşılaşmak mümkündür.
BM’nin tepesine oturan Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Çin, Fransa ve İngiltere ellerindeki nükleer güç ile aralarında bir denge oluştururken kendilerinin müsaade etmedikleri ülkelerin nükleer güç elde etmelerine ise mani olmuşlardır. Beşli masada kendilerine başka ortak istemeyen bu ülkeler, kendileri gibi nükleer güce sahip olmak isteyen özellikle İslam ülkelerini terörist ilan ederek ağır yaptırımlar uygulamaktan da geri kalmadı.
Son yaşananlar bize göstermiştir ki artık dünyanın 5’ten büyük olduğu gerçeğini; Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Çin, Fransa ve İngiltere’nin yüzüne çarpma vakti gelmiştir. Uluslararası örgütlerin bu beş ülke dışındaki ülkelere dayatmalarına, sömürülerine ve neden oldukları siyasi, askeri ve ekonomik adaletsizliklere dur demenin vakti gelmiştir.