reklam
reklam
DOLAR36,5171% 0.1
EURO38,3550% 0.13
STERLIN46,4116% 0.14
FRANG40,7330% 0.04
ALTIN3.392,69% 0,17
BITCOIN86.650,96-8.16

VAKTİNE KALAN SÜRE

:
için vakti

Bugün bana ise yarın sana

Yayınlanma Tarihi : Google News
Bugün bana ise yarın sana

Sabah sabah dinlediğim türkü aldı beni ruhumun hisseler bahçesine götürdü. Rahmetli Şanlıurfalı Seyfettin Sucu taş plaktan sesleniyordu:

“Yastığa damlar gözyaşım / Tabutumu kaldırmayın / Altında yok bir kardaşım, / Vay dünya yalancı dünya //  Ecel gelirse bu cana /  Baş ağrısı bir bahane /  Mezar taşıma yazılsın /  Bugün bana yarın sana…”

Bugün bir kimsenin başına gelen kötü bir durum, yarın senin, benim, başkasının da başına gelebilir. Bundan gerekli ders alınmalı. Nimetlerde böyledir: Onlarda zaman içinde sahip değiştirir. Bugün zengin olan yarın yoksul, yoksul olan zengin olabilir. Önemli olan insanın kendisi olabilmesidir. Çiçek vardır, ömrü uzun olur. Güzellikler saçar. Seyredeni, koklayanı mutlu eder. Öyle ki, en özelinizin giz’lendiği defterler arasında yaprakları kurutulur, ömür boyu saklanır. O sırlarınızın ortağı olmuştur. Siz kabak çiçeğini bilir misiniz? Sarıdan yeşile bir nazenin. Kadife gibi, dokunmaya kıyamazsınız. Ama ömrü bir kaç saattir. Kabak çiçeğini vazosuna koyanı, anılar defteri arasında kurutana rastlamazsınız.

Her zaman günün dostu değil, gönül dostu olmalı insan, demişimdir. Gönül dostu ki, kardeşlikten öte. Ömür boyu sürer.  Ne yazık ki gönül dostunun adı çok, kendi yoklar arasında. Bulursanız, edinirseniz sakın bırakmayın.

“Mezar taşıma yazılsın /  Bugün bana yarın sana…”  Mezar taşına yazsalar kime ne fayda. Okuyanlar beyinlerine, ruhlarına, vicdanlarına yazmalı. İbret almalı.  Şiire meraklı olduğum yıllarda yazdığım bir manzumenin bir dörtlüğü şöyleydi:

“…..Boş bir çaba, takıntı mı bendeki?

Elbet bu da geçer, geçmeyen ne ki?

Bu güne güvenen aymaza de ki:

“Uyan da pay çıkar gelen gidenden”

En yüce yerde oturandan en alt tabakada bulunanlar için geçerli sözüm: ““Uyan da pay çıkar gelen gidenden….” Geçenlerde sınıf arkadaşım Sakin Öner, Adnan Berk Okan’ın yazısını nakletmişti:

Lütfen okuyunuz. Okuyunuz da yukarıda yazdıklarıma hak veriniz:

“…….

Tarih 17 Şubat 1959…

Adnan Menderes’in de içinde bulunduğu THY uçağı, Londra’da inişe geçtiği sırada düşer..

Uçaktaki 21 kişiden 14’ü hayatını kaybetmiştir…

Kurtulan 7 kişiden biri de Adnan Menderes’tir.

Türkiye’ye dönüşünde Sirkeci Garında büyük bir devlet töreni ile karşılanır Menderesi Karşılayanlar arasında CHP Genel başkanı İsmet İnönü bile vardır ama…

En ilginç olay bundan sonra…

Adnan Menderes perona ayak bastığında insanlar yüksek boyutlu bir dalga gibi gidip gelirler..

O sırada kalabalığı eline bıçakla yaran bir adam ensesinden tuttuğu beş-altı yaşındaki bir erkek çocuğunu Başbakan’ın ayaklarının dibine yatırır…

Herkesin şaşkınlıktan kanı donmuştu…

Bu adam, Menderes’in şaşkın bakan gözlerinin içine diktiği gözlerini devirerek: “Seni bize ALLAH bağışladı. İzin ver oğlumu senin için ALLAH’a kurban edeyim” diye bağırır…

Adamla Menderesin bakışmaları esnasında adam bir an şaşkınlığa düşünce, onun bu şaşkınlığını fırsat bilen emniyet görevlileri yetişir ve çocuğu adamın elinden kurtarırlar.

O olaydan tam 18 ay sonra…

Takvimler 17 Eylül 1961’i gösterdiğinde…

Adnan Menderes idam sehpasının merdivenlerini çıkar, titrek adımlarla…

Ölümle yaşamı birbirine bağlayan sandalyenin konduğu masanın ayakları, olması gerekenden daha yüksek…

Cellât gelip… Menderesin ayaklarının altındaki sandalyeyi çeker, tam sekiz dakika sürer…

Şimdi gong!…

Adnan Menderes’in ayaklarının altındaki iskemleyi çeken adam kimdi biliyor musunuz?..

Bilmeyenler için söyleyeyim:

Sirkeci Garında çocuğunu Menderes için kurban etmek isteyen adamdı: Üsküdarlı gece bekçisi Kara Kemal (Ayson)…

İnsanoğlu ne yazık ki budur… “

Naklettiğim hikayeye bir ek de ben yapayım.  Kara Kemal, Adnan Menderes’in ipine çekerken, Adnan Menderes’in ayakkabısına göz koymuştu. Dahası, onun cellatlık parasını Devlet, Adnan Menderes’in eşinden tahsil etmişti.

YORUM YAP