Hani meşhur bir “İlk Taş” hikayesi vardır, günahsız olanın ilk taşı atacağı hikaye. Günahsız olan çıkmayınca, taşın atılamamakla bittiği o meşhur kıssa.
Bugün o ilk taşı atabilecek kadar masum var mı?
El cavap: YOK.
Günahsız dindar, masum mazlum, aç yatan zengin, tok kalkan fakir yok.
Bütün günahlar inandığımız ve taptığımız değerler üzerinden işlendiği için, cevabımız yok. Neye “VAR” biliyor musunuz? Deizm’e.
Bu ülkede kocaman bir DEİZM salgını var. Küresel kovid’den, küresel savaşlardan daha çılgınca büyüyen bir Deizm salgını var bu ülkede.
Bunu da din adına yaşayan ve yaşatanlar ayağa kaldırdı.
Beklediğim gibi oldu. Günah yarışında kürsüye çıkacak kadar iddialı olanların, masumiyet kamuflajları, gerçeklerin gün yüzüne çıkmasıyla saman alevi gibi savuşur gider.
Deizm’i bugün anlamlı kılmaya çalışan herkesin, din denen rüzgarda bir parça yelken açtığını görmemek mümkün mü?
Allah! Zikriyle başladığınız işin altında rüşvetin arşı alası dönüyorsa, Bismillah dediğiniz işin tekerinden birileri ceplerini dolduruyorsa!…
Yazmaya başladığım günlerde ilk yazılarımdan birisidir. “Masum değiliz hiçbirimiz” Sadece; kimin daha masum kalabildiğinin terazisidir, gözlerimiz, kulaklarımız ve aklımız.
Hergeçen gün daha da kirlenen dünyamızda, şimdilik ve sadece, hala “daha masum” kalanları aramaktayız. Bulunca sevinmekte ama bulamayınca üzülmemekteyiz.
Her bir bağırış, her bir haykırış, her bir eylem, her bir davranış ve temenni ne kadar içtense, o kadar samimiyse, o kadar da samimiyetsiz, bir o kadar ahlaksız, ve bir o kadar da nefret tohumlarını salmakta, bir ötekine..
Birbirlerinden bu kadar ayrılabilen ve kolayca nefret edebilen bir toplumun, masumiyet çizgisinde ne kadar daha yürüyebileceğinin garantisi yok.
Kimin ne kadar çok haklı olduğu değil, ne kadar çok hayattan kopartabildiğinin mücadelesi galiba. Haram-Helal, Meşru-Gayrimeşru tanımsız ve anlamsız.
Gnah kimin boynunda kalacak peki? Ya günahla birlikte yine boynuna takılacak ilmek?
En az günahkar mı, en fazla masum mu?
İkisi de aynı şeyler değiller. Aynı sonucu asla vermeyecek bir denklem, her defasında yeniden, yeniden.
Bu kadar mı kolay nefret eden bir millet olduk birbirinden?.
Zerresine kadar birbirinden kolay ayrılabilen, bir millet, bir ülke, bir şehir, çoktan kirlenmeye başlamıştır, ve başladığı kadar da kirlidir.
Günahın kimde olduğunu soracak kadar çaresizleşmeden, kimin masum olduğunu soracak kadar nezaketleşelim.
Kim daha masum, kim en masum;?
Cevabı ilk yazdığım yazıda galiba. “Masum değiliz hiçbirimiz!.”
Sadece biraz daha masumuz o kadar!..
O´da belki bir diğerine göre..
Sağlıcakla kalın.