Özellikle 80’den sonra artan kısır Cumhuriyet mi ve Osmanlı mı tartışmaları maalesef günümüzde de sürmektedir. Kısır ifadesi belki de iyimser bir benzetme oldu. Bu tartışmayı alevlendirenler ve bundan beklenti içerisinde olanların devletimiz ve milletimiz üzerinde iyi emeller planladıklarını düşünmek hatadır.
Türk’ün devleti ne Osmanlı ile kurulup Osmanlı ile yıkıldı nede Cumhuriyet ile başladı. 16 devlet kurmuş bu milletin bilinen tarihi 2 bin 500 yıl öncesine dayandığı gibi ilk devletini kurduğu 6. Yüz yıldan günümüze kadar kurduğu tüm devletler aslında bir bütündür. Birbirinin devamı, “Devlet ebed müddet” anlayışının eseridir. Türk’ün varlığını yer küre üzerinde 2 bin 500 yıldır hakim kılan bu anlayıştır. Bu anlayış devam ettiği sürece Türk’ün devleti hep var olacaktır.
Hüseyin Nihal Atsız’ın da ifade ettiği gibi, “Biz, biri yıkılıp biri kurulan ayrı ayrı devletlerin değil, bir bütün halinde sürüp gelen bir devletin milletiyiz”.
Cumhuriyeti kabul edip Devlet-i Aliyye-i Osmaniyeyi yok saymak, Selçuklu’yu görmeyip tarihinin Ertuğrul ile başladığını düşünmek, Anadolu’da tıkılıp Orta Asya’ya sırt dönmek ancak ve ancak Türk’ün tarihinden ve varlığından rahatsız olanların işine yarar.
Geçmişine söven soysuzdur. Geleceğini dinamitleyen ise hain. Geçmişimizle barışık olarak geleceğe yürüyelim ki Devlet ebed müddet olsun.
Bu nedenle “Yeni Osmanlıcılık” hareket ve söylemlerini ve eleştirel olarak karşısına konulmak istenen geçmişine söven Cumhuriyetçi duruşu doğru bulmuyorum.
Enver paşanın dediği gibi “Çamda bizim kozalakta” , Cennet mekan Abdülhamit Han’ın da söylediği gibi , “Bu millet kaç kez ölümden döndü de yine yüzünü güneşe döndü”. Bende diyorum ki Abdülhamid han da bizim Enver paşada, Osmanlı’da bizim Cumhuriyette. Göktürklerden Türkiye Cumhuriyeti’ne bir devlet ve bir milletiz. 2 bin 500 yıldır vardır, kıyamete kadar var olacağız.