GÖZYAŞLARIYLA ANLATTI;
BİR MİLLETİN KAMUSU AYNI ZAMANDA NAMUSUDUR
Sivas’ta gerçekleştirilen “Dil ve Dijital Dünya: Sosyal Medyanın Türkçeye Etkileri” paneli çarpıcı uyarılarla sonuçlandı.
Panelin onur konuğu olan önceki dönem Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Osman Sezgin, Türk yazar ve Sosyolog Cemil Meriç’in “Bir milletin kamusu (hafızası) aynı zamanda namusudur” sözünü hatırlatarak, “Dolayısı ile bu kamus(hafıza) meselesini çok ciddi muhafaza etmek lazım. Mehmet Akif Ersoy’un Bülbül şiirini okurken gözyaşlarına engel olmayan Doç. Dr. Sezgin, “Lisanımızı koruyarak yüzyıllar boyunca var olacağız” dedi.
Sosyal medyada şahit olduğumuz bazı kalıplar; dil kalıpları, görsel kalıplar ve benzeri şeyler bizim dünyayı görme ve anlama biçimlerimizi etkilerken Türkçenin yapısının da bozulmasına neden oluyor.
Aynı zamanda eğitimci olan AK Parti Sivas Milletvekili Toy’un desteğiyle Sivas Cumhuriyet Üniversitesi ve Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Kariyer Planlama Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından “Dil ve Dijital Dünya: Sosyal Medyanın Türkçeye Etkileri” başlıklı panel gerçekleştirildi.
Panele onur konuğu olarak önceki dönem Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Osman Sezgin, Sivas Valisi Dr. Yılmaz Şimşek, AK Parti Sivas Milletvekili Rukiye Genç Toy, Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Şengönül, AK Parti İl Başkanı Yusuf Tanrıverdi, AK Parti Kadın Kolları Başkanı Ayşegül Hatip, kurum müdürleri, sivil toplum kuruluşu başkanları ile çok sayıda üniversite ve lise öğrencisi katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Şengönül, Türkçeye sahip çıkmanın başta kendileri olmak üzere tüm vatandaşların asli görevleri arasında yer aldığını belirterek, panelin gerçekleşmesinde büyük katkısı olan AK Parti Sivas Milletvekili Rukiye Genç Toy ve ekibine teşekkür etti.
TÜRKÇE BİZİM KİMLİĞİMİZDİR
AK Parti Sivas Milletvekili Rukiye Genç Toy,; “Sadece Türkçemizin değil bir konuda daha farkındalık oluşturmak istedik. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türki Cumhuriyetler arasında Türkçe’nin birleştirilmesi, ortak bir dil oluşturulması çalışmaları da başlatıldı. Ortak alfabenin oluşturulması çok kıymetli bir çalışma. Bu ortak alfabe kültürel birliğimizin pekişmesi açısından ve uluslararası düzeyde hayati önem taşıyor.’’
Gençler, her dil imparatorluk dili olamaz çünkü her millet imparatorluk kuramaz. Türkçe bizim kimliğimizdir bizi biz yapan değerlerin en önemlisidir. Bugün burada yapılan tüm tartışmaların ve önerilerin dilimizi koruma ve geliştirme yolunda önemli bir yol haritası sunacağına yürekten inanıyorum. Katılım gösteren herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.
DİL BİR MİLLETİN KİMLİĞİDİR
Sivas Valisi Dr. Yılmaz Şimşek ise Türkçe’nin yüzyıllardır gelişen, zenginleşen ve kendini yenileyen bir dil olduğunu belirterek, “Ancak dijitalleşme ve özellikle sosyal medyanın hızla yükselişiyle birlikte Türkçe’nin bir dönüşüm, etkileşim sürecine girdiğini hep birlikte görüyoruz. Bu durum dil bilgisi kurallarının göz ardı edilmesi, yabancı dillerini etkisi ve Türkçenin dijital platformlarda bazen doğru kullanılmaması gibi soruları da beraberinde getiriyor.
Unutmayalım ki dil bir milletin kimliğidir. Türkçemizi teknolojinin hızla dönüştürdüğü bu çağda, dilimizi hem korumak hem de geliştirmek hepimizin temel sorumluluğudur. Devraldığımız Türkçe’nin doğru ve güzel kullanımını, zengin bir mirası gelecek nesillere aktarmak bu anlamda en önemli adım olacaktır.
LİSANIMIZI KORUYARAK YÜZYILLAR BOYUNCA VAR OLACAĞIZ
Sivas’ta gerçekleştirilen “Dil ve Dijital Dünya: Sosyal Medyanın Türkçeye Etkileri” konulu panele onur konuğu olarak katılan önceki dönem Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Osman Sezgin, Türk yazar ve Sosyolog Cemil Meriç’in “Bir milletin kamusu (hafızası) aynı zamanda namusudur” sözünü hatırlatarak Dolayısı ile bu kamus meselesini çok ciddi muhafaza etmek lazım” dedi.
Mehmet Akif Ersoy’un Bülbül şiirini okurken gözyaşlarına engel olmayan Doç. Dr. Osman Sezgin, “Lisanımızı koruyarak yüzyıllar boyunca var olacağız” diyerek sözlerini tamamladı. Cumhuriyet Üniversitesi 4 Eylül Kültür Merkezi Konferans Salonunu dolduran yüzlerce öğrenci, önceki dönem Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Osman Sezgin’i ayakta alkışladı.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. İzzet ŞEREF, sosyal medyada kullanılan dilin ortaya çıkmasındaki en büyük etkenin ana dil bilinci eksikliği olduğunu şu ifadelerle dile getirdi:
‘Sosyal medya bugünün dünyasında başta medya ve ulusal diller olmak üzere toplumları ilgilendiren tüm alanları etkisi altına almıştır. Bu noktada olumlu etkilerin yanında olumsuz etkiler de yaşanmaktadır. Ana dil olarak Türkçe üzerinde sosyal medyanın daha çok olumsuz etkilerinin olduğu görülmektedir. Bunun önüne geçmek için öncelikle ailede başlayarak çocuklarımıza ana dil bilincini nitelikli bir şekilde kazandırmamız gerekir.’ Ve ayrıca öğrenciler arasında sosyal medya dilinin ne ölçüde kullanıldığını yapmış olduğu anket verileri ile açıkladı.
Türkçe Eğitimi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Murat Sarıbaş, sosyal medyada popülerleşen ifadelerin Türkçenin yapısal zenginliğini zayıflattığını vurguladı:
“Dil üzerine özellikle devletimiz tarafından geliştirilen/uygulanan ciddi ve etkili politikaların olduğunu görüyoruz. Türkçenin konuşur sayısını artırmak, Türkçeyi yabancı dillerin etkisinden ve yozlaşmadan korumak, Türkçenin saygınlığını artırmak bunlardan yalnızca birkaçıdır. Bu çalışmalar yalnızca Türkiye Cumhuriyeti ile sınırlı da değildir. Gönül coğrafyamız olan Türkçenin konuşulduğu 12 milyon kilometrekarelik coğrafyaya yönelik de ciddi çalışmalar yürütülmektedir. Bunun en güzel örneği, Türk dünyasının öncüsü ve lokomotifi olan Türkiye’nin de üyesi olduğu Türk Devletleri Teşkilatı tarafından kabul edilen ve Cumhurbaşkanımızın “Tarihi bir adım” olarak nitelendirdiği 34 harften oluşan “Ortak Türk Alfabesi”dir’ dedi
İletişim Uzmanı Nesrin Öztürk Salgar ise; sosyal medya fenomenlerinin gençler üzerindeki etkilerini ve bu etkilerin dil üzerindeki yansımalarını ele aldı:
“Gençler, sosyal medyada fenomenlerin kullandığı dile özenerek bu dili içselleştiriyor. Bu durum, toplumsal kültürün dönüşümüne ve Türkçenin yozlaşmasına yol açıyor. Fenomenlerin bilinçli bir dil kullanımı benimsemesi, bu sorunla mücadelede kritik bir adım olacaktır.” Yeni medyayla birlikte hayatımıza dahil olan sosyal medya platformları Facebook, Instagram, Youtube vb. ağlarda fenomenler, ünlü kişiler ve sıradan insanlar tarafından yapılan paylaşımlar Türkçe’nin milli kimliğini bozmaya başlamıştır. Sosyal medya ‘dilin katili’ haline geliyor demek yanlış olmasa gerek … Önceki dönemlerde tartışılan konular Türkçeyi yabancı dil istilasından kurtarmak üzerineyken yeni tartışma ‘uydurmaca dil’ salgını olacak gibi gözükmektedir. Yeni medyada sosyal ağlarda yapılan paylaşımlarda bazı kelimeler tamamıyla bozularak anlamsız yeni kelimeler türetilmektedir.‘‘Toprak kaybedilse bile dil kaybedilmez ise vatan tekrar kurulabilir’ cümlesini hatırlatarak dildeki yozlaşmaya örneklerle desteklemek gerekirse; sosyal medyanın kendi diliyle yeto hakikaten yeto(!) yani yeter, günaydın yerine güno veya jülaydin, mükemmel yerine mük veya müko, sevgili yerine koli, yalan yerine baba kür, aşkım yerine aşko, rezillik yerlerine rezo, bin yerine k, kelimelerinin kullanımı dikkat çekmekte ve artık sıradan insanlarım sayfalarında da bu durum görülmektedir.’ Dedi
.