Her geçen gün daha da artan hayat pahalılığı, çarpık kentleşme, yaşam koşullarının zorlaşması, eğitim sorunu, ulaşım sorunu, sosyal travmalar, hava kirliliği, yetersiz beslenme, ve medyanın elbirliğiyle uçuruma sürüklediği bir jenerasyon var tartışmasız.
Z Kuşağı C Kuşağı adına ne dediğimizin çok önemi yok ama. Bu kuşağın topyekün sürüklendiği bir akım var.
Geçtiğimiz günlerde sosyal medya sitelerinin birisinde sokak röportajı yapılıyor ve gençlere sorulan soru şu. “İhlas suresini okuyabilir misiniz?”
Bazısı cevap vermiyor, bazısı “Biz buranın yabancısıyız” diyor, kimi yarım yamalak okumaya çalışıyor. Ancak birisi vardı ki oldukça dikkatimi çekti.
Biraz açık sayılabilecek, dekoltevari giyimli genç bir kızımız oldukça doğru ve düzgün bir şekilde okudu.
Şaşırmadım desem yalan olur, bu kadar düzgün bir okuma, üstelik dekolteli bir genç kızımız.
Kahrolsun önyargılarımız ve önyargılarımıza güvenerek yaptığımız işlere…
Ne zaman gerçeğin kabulünde ve farkında olacağız bilmiyorum.
O genç kız sonra mikrofon tutan kişiye dönerek şöyle dedi, “Ben imam hatip mezunuyum, gerçi 3 yıl önce dinden çıktım ama”
Şaşkınlığımı gizleyemedim, bu kadar erkeksi bir çıkış beklemiyordum doğrusu.
Çok da şaşırdım desem abartmış olurum. Ama oldukça şaşırdım.
Daha önce şahit olduğum bir olayda da, ilahiyat bölümünde yüksek lisans yapan bir bayan öğrencimizin, “Belki garipseyeceksiniz ama ben deistim.” Demesi olmuştu.
Din ve dinsel yoğunluğu yüksek bir bölümde okuyacaksınız ve Deist olacaksınız. Kolay iş mi bu?
Bence asıl sorulması gereken bunlar değildir. Hatırlarsanız, Sayın Cumhurbaşkanımız parti genel kurulunda meclis gurubuna hitap ederken, Milli Eğitim Bakanımıza, Sayın Bahçeli’nin gündeme taşıdığı Deizim konusunu sormuştu.
Deizim nedir diye soracak olursanız, “Bütün dünyayı, insanları, eşyayı doğayı, evreni vs. bir yaratanın var olduğuna inanıp, yine onun elçileriyle biz insanoğluna sunduğu dini veya ritüellerini yada uygulamalarını kabul etmemek.”
Bir çoğu da, “Madem Allah’ın koyduğu kurallar, adaletsizliği, kötülüğü, yanlış ve kötü işleri yasaklıyor, kan dökmeyi, vahşeti zulmü yasaklıyor, peki bu insanoğlunun döktüğü gözyaşı nedir?” diye soruyor.
Diyanetin son dönemde; “Çağımızın yükselen hastalığı Deizim.” Diye eleştiriyor olsa da, bence öncelikle eleştirilmesi gereken kurumun kendisi.
Yine bence, Deizim neden son dönemde bu kadar arttı? Diye soran şahsın, önce kendisine bir bakması gerekmiyor mu? Deizim, durup dururken mi arttı? Ya da neden bu kadar arttı?
Ve ne zaman ki, Deizim; alfabanin son harflerinin temsilcisi olduğu kuşakta bu kadar arttı, o zaman “Eyvah eyvah” denilmeye başladı.
Siz; yaptığınız yada yapacağınız her kötülüğe başlamadan önce “Besmele” çekerseniz, Deizm’den başka neyin artmasını bekliyorsunuz.
Siz “garibana şükretmek, nafile ibadet gibidir!” diye, kendinizin bile inanmadığı ve bir Müslüman’ın asla inanmaması gerek bir söylemi dikte ederseniz, tabi ki Deizim artacaktır.
Neyin artmasını bekliyorsunuz?
Kendinize hak gördüğünüz bir muameleyi yada payeyi başkası için istemedikçe, Deizm’in düşeceğini mi sanıyorsunuz?
İnanın size rağmen, insanlar dinde kalmak için canla başla gayret gösteriyorlar ve hala direniyorlar.
Siz en büyük kötülüğü yine Müslümanlara yaptınız, hala farkında değil misiniz? Müslümanlar ne büyük kötülüğü sizlerin yüzüyle, sizlerin eliyle yaşadı.
Diyecek bir kelime bulamıyorum.
Sağlıcakla kalın.