Ekonomi hızlı giden taya benzermiş, çok hızlı gitse de artığı seyrek düşermiş. Son birkaç yıldır, durağanlaşan hatta son bir-iki yıldır iyice bozulan ekonomik göstergelere biraz çeki düzen vermek için, bence geçmişin başarılı ismi Mehmet Şimşek yeniden hazinenin ve maliyenin başına getirildi.
Ekonominin, ne gözlerdeki ışıltı, ne de para çekmecesine konan kaymeler olmadığını anladık anlamasına da, biraz iş işten geçti galiba.
Bugün bu sürece nasıl geldiğimizi anlatalım istedim biraz.
Herşey, dünyayı sarsan Kovid süreci ile başladı dersek yalan olur. 2009’da bir sinyal veren ama kimilerine göre teğet geçen sarsılmalar, 2018 hükümet sistemi değişikliği seçimlerinden sonra başladı dersek daha doğru olur.
Kovid; bu sürecin yağı kaymağı oldu sadece. O sistem değişikliğinden sonra, gelen hiç kimse ekonomide düzgün ve stabil bir akış sağlayamadı. Popülist muhalefet politikalarının gazına gelen iktidar ve başarısız bürokratlardan dolayı, bu sancılı süreci yaşamak zorunda kaldık.
Ekonomide ciddi bir daralma söz konusu olacağını öngöremeyen bu ekonoministlerin . “Bırakın yapsınlar” söylemiyle çıkılan bu yolda, neredeyse bedavadan daha bedava krediler sunuldu. Mala ve emtiaya olan düşkünlük had safhaya vardı.
Tabi deniz bitince, kuma sağlanmakta kaçınılmaz oldu ama..
Bunun nedeni ucuz kredi döneminin bitmesi, Mevduat ve kredi faiz politikasının yüksek seviyede devam etmesi.Sonra hataya devam edildi ve iki yıl önceden bu güne; Memura ve asgari ücretliye piyasanın ve kabul edilebilir rakamların çok çok üstünde zam yapıp, piyasayı kontrolsüz bir şekilde mahfeden, Nobel beden eğitimi dalında Oskar’a aday gösterilen ekonomistlerimizin başarısı karşısında, şimdiki hazine bakanımız Mehmet Şimşek durumu farketmiş olacak ki, önce sıkı para politikası, artan vergiler, derken geldiğimiz süreçte memura ve asgari ücrete beklenilenin çok altında zam verecek gibi gözüküyor.
Doğrusu da bu bence..Bir tarafta perişan edilen milyonlarca emekli, asgari ücret çılgınlığının vurduğu sektörler, peşpeşe kapanan işyerleri, fahiş fiyata çıkan işçilik ve hizmet giderleri.
Aynı günün akşamında asgari ücret artışının iki katı artan etiketler ve kontrolsüzlükler.
Kayıt dışı işçi çalıştırmalar, sığınmacı, kaçak göçek takımına meşrulaştırılan kamuoyu algısı vs.vs..
Memurlar genel itibariyle, piyasa ortalamasının çok çok üstünde.. Kamu işçisi eh işte.. Özel sektörün bir kısmı idare ediyor, diğerlerinin durumu ortada.
Durumu perişan olan emekliler genel itibariyle, Özellikle de bağkur ve eski ssk emeklileri.. Bir tek istisna var oda milletvekili emeklisi yaqda üst düzey bürokrat, asker emeklisi değilseniz..
Ama acizane tavsiyem, enflasyonu gerçekten düşürmek istiyorsanız.Başta asgari ücret ve memur zamlarını sınırlı seviyede tutun, etiketlerin değiştiğini görmeyeceksiniz bile.
Bunu yapmak zor değilken, hep tribüne oynayan kişilerin acı reçetelerini içmek zorunda kalan bir gün yaşıyoruz artık. Birileri diş sıkmak zorunda ama herkes sıkmak zorunda olunca, toplumsal gerginliklerde azalacaktır, hiç şüpheniz olmasın.
Ekonomi, her çılgınlığı kabul etmez, asıl çılgınlık ekonominin kendisidir.