Bugün ki gelişen iletişim teknolojileri öncesi en etkin kitle iletişim aracı gazetelerdi. Ardından radyo, televizyon derken bugün ki akıl almaz çeşitliğe kadar ulaştı. Günümüz haberciliğindeki çeşitli yayın ve yayım araçları her ne kadar farklı isimlerle ifade edilse de halen bu çeşitlilik içerisinde muhabir olarak görev yapan meslektaşlarıma verilen bilindik isim ‘Gazetecidir’
Gazetecilik tavizsiz ahlak ve her anlamda sorumluluk gerektiren bir iştir. Bugün bir gazeteci tarafından kaleme alınan her hangi bir haber yıllar sonra araştırmacılar tarafından kaynak olarak kabul edilebilir. Yazılan bir haber geniş toplulukları etkisi altına alarak toplumsal hareketleri tetikleyecek bir kıvılcım oluşturabilir. Toplumları eğitmenin, bilgilendirmenin, yönlendirmenin ve toplumsal algı oluşturmanın en etkili aracı oluşturulan haberlerdir. Bu nedenle gazeteci ahlaklı, eğitimli ve cesur olmak zorundadır. Dili doğru kullanması gerekir. Azda olsa her konuda fikir sahibi olacak kadar entelektüel olmalıdır. Yapılan haber ise; doğru, gerekli, yapıcı, eğitici ve müspet olmalıdır. Bu ifademe karşılık, ‘Neye göre kime göre’ sorusu sorulabilir. Bir gazeteci ne kadar objektif olabilir veya olmalı mıdır?
Objektif gazetecilik ve basın özgürlüğü anlayışı yaşanılan toplumun hassasiyetleriyle sınırlandırılabilir. Hindistan’da inek kesimi ve kımızı et tüketimini tavsiye edici bir haber abes olacağı gibi Müslüman bir toplumda da Noel kutlamalarını özendirecek bir haber abes olarak nitelendirilir. Objektif gazetecilik anlayışı yaşanılan toplumun temel etik ve ahlak değerleriyle, ülkenin yasalarıyla da çelişmemesi gerekir. Her ne kadar yanlış görülse de yaşanılan ülkenin devlet sırrı niteliğindeki bir eyleminin ifşası suç oluşturacağı gibi objektif gazetecilik anlayışıyla da ifade edilemez. Elbette ki hükümet ve siyasi partilerin çalışmalarını bu çerçeveye koymak doğru olmaz. Yakın tarihimizde yaşanan “Mit tırları davası” örnek alınabilir. Kimilerine göre basın özgürlüğü olarak değerlendirilen bu durum aslında hukuk sistemi içerisinde suç ve vatana ihanet olarak nitelendirebilecek bir eylemdi.
Gazeteciler sorumlu oldukları kamuoyunun ulaşamadığı yerlerdeki gözleri, kulakları ve sesleridir, bir başka deyişle halkın sesidir. Ülke menfaati ve halkın çıkarlarının çatışmadığı noktalarda halktan yana bir duruş sergilemesi gerekir. İdeolojik yapıların, siyasi partilerin, güç odaklarının, dini veya fikri tarikatların, sermayenin, emperyalist ülkeler ve onların araçlarının, mafyanın vs kontörüne girmeden haktan ve haktan ve ülkesinden yana bir görüşü olmalıdır.
Günümüzde gazetecilerin istenilen oranda ekonomik özgürlüklerinin olmaması, bağlı bulundukları kurumların ekonomik bağımlılıkları, sektördeki düşük maaş uygulamaları, güç odakları tarafından finanse edilen basın kuruluşları ve gazeteciler, idealist duruştan uzak çıkar ve menfaat elde etmek için bu mesleğin içerisine giren niteliksiz kişiler mesleğin kalitesini hayli düşürdü. Gelinen noktada bu kişilerinin hacmi; ilkeli, idealist ve hakkıyla bu işi yapan gazetecileri aştı. Sosyal medya ve internet gazeteciliğinin yaygınlaşmasıyla birlikte kaba bir tabirle ifade edecek olursak meslek ayağa düştü. Tavizsiz ve cesur duruşuyla çekinilmesi gereken gazetecilerin yerini, güce karşı el pençe takla atan tipler aldı. Gücün hata ve eksiklerini sorumlu olduğu kamuoyuna yansıtmak olan gazeteciler, ilkeli ve onurlu meslektaşlarını güce jurnallemeyi görev bildi.
Gazetecilik güçlü devlet ve demokrasiler için çok önemlidir. Sistemlerdeki yanlışlıkları kamuoyu adına denetleyen bir baskı odağıdır. Doğru, düzgün işleyişin devamı için olmazsa olmazlardan bibidir. Buda ancak yazımın başında belirttiğim özelliklere sahip gerçek gazetecilerle sağlanabilir. Sızıntılar ise ancak bu ülkenin ve devletin geleceğine zarar verir. Bu onurlu mesleğin hak ettiği saygıyı görmesi adına bu tiplerden kurtulması dileğiyle, onuru ve şerefiyle, hiçbir beklenti içerisine girmeden, cesurca mesleğini yürüten meslektaşlarıma saygı ve sevgilerimi sunuyorum.