Hemen hemen ger gün yazacak bir konu, anlatacak bir olay bulurum, ama nedense yazmayı istediğimle, yazdığım konuyu örtüştüremem.
Bu haftaki vaazımızın konusu, her ne kadar Deizm (Tanrı dışında inançsızlık) olarak planlanmış olsa da, maalesef yine başka bir güne kalacak.
Bu hafta hem benim için hem de Sivas için önemli olduğunu düşündüğüm iki başlık var. Birincisi Sivas’ın en güçlü ve en teşkilatlı yarı STK’sı Sivas Esnaf Odaları Birliği Başkanlığı seçimleri, diğeri ise, Sultanşehrin sevilen valisi Sayın Salih Ayhan’ın ilimiz valiliğinden Peygamberler şehri Şanlıurfa’ya atanmış olması.
“Oluyor, Sivas’ta bir şeyler yeniden başlıyor!” dediğim anda, Valimizin başka bir yere atanmasıyla şevkim kırılmadı değil.
Hafta sonu 20 yıllık bir serüvene dur diyen ve ekibiyle bence oldukça başarılı bir strateji izleyip, süreci soğukkanlılıkla yürüten Sivas Tesviyeciler Odası Başkanı Hakan Demirgil ve ekibi, uzun yıllardır bu görevi yürüten Beşir Köksal ve ekibinin iddialı yürüşüyünü durdurdu. Bayrağı kendisi teslim aldı.
Aslında çok mu önemli derseniz bu konu, bence oldukça önemli.
Neden önemli?
20 bine yakın bir esnaf teşkilatının odağı durumunda olan bu kurumu yarı STK diye tanımlarken şuradan bahsetmiştim. Ahilik geleneği ile kurulan bu teşkilat, sadece ayda yılda bir toplantının yapılıp, her bayram öncesi, esnaf teşkilatına “Bozuk paranızı eksik etmeyin ya da, esnafımız bayram alışverişlerinde sahte paraya dikkat etsin!” uyarılarının artık çağdışı kaldığı bildirimlerle , yada Cuma mesajlarıyla hatırlandığı konumdan bir an önce çıakrtılmalı.
Yahu Sivas Sivas’ın en büyük gücüsünüz farkında mısınız? Değildiniz de!..
Neden en büyük gücü?
Sivas Ticaret Odası belki rakamlar boyutuyla bu kurumun ilerisinde gibi gözükse de, sadece toplam ciro büyüklüğünde ileri de olabilir.
Ancak; kapsadığı esnaf sayısı ve o esnafların hem niteliği hem niceliği ile oldukça ilerisinde. Ticaret Odasına bağlı firmaların Organize bölgelerinde ya da işhanlarının ofislerinde geçen çalışma hayatlarında, üçüncü şahısların ziyaretiyle pek içli dışlı değiller.
Peki ya, Berber Mustafa, Kasap Hamdi, Bakkal Dursun, Elektrikçi Selim, Kahveci Bekir, Halk Otobüsçü Raşit, Kitapçı Nuri, Fotoğrafçı Hakan, Fırıncı Şakir, Manav Rıza yada mesleğini adını unuttuğumuz onlarca yüzlerce isim öyle mi?
Değil!. Her gün, her dakika işyerine dükkanına gelen onlarca, yüzlerce isimle şehrin siyaseti, ekonomisi, ülkenin gidişatı üzerine bülten üzerine bülten dökülüyor dudaklardan.
Şehrin geleceği ayaküstü alışverişlerde konuşuluyor, şehrin talepleri arzuları, eksikleri noksanları burada belirlenip, kamuoyu oluşuyor. Şehrin geleceğini yönetecek siyaset böyle şekilleniyor. Hatta Sivasspor’un takımın hangi bölgesine, hangi takımdan hangi futbolcuyu katması gerektiğine dair projeler burada ayaklanmaya başlıyor.
Bu nedenle , bu teşkilat oldukça güçlü ve önemli olması gerekirken, sadece olmakla yetindi şimdiye kadar.
Dilerim bu saatten sonra, hak ettiği yere, hak ettiği güce bir an önce kavuşması gerekir. Başkan ve ekibinin yola çıkarken, bu temennilerle yola çıktığını biliyorum. Bunu başarabilecek güçleri ve donanımları var.
Yeter ki , hem kendi iç dinamiklerine, hem de her kuruma kendi ağırlıkları kadar, yol ve rota planlasınlar. Çünkü esnaf adına hayata geçirilecek oldukça güzel projeler var.
Şanlıurfa’ya gidecek olan sayın valimiz hakkında yazacak çok şey var, biliyorum. İki hafta önce valimizle ilgili bir yazı kaleme almıştım. İsim vermeden bir büyükşehire gideceğini yazmıştım. Çünkü biliyordum. Neden Urfa olduğu konusunda da kesin olmamakla birlikte kanaatlerim var.
Kendisi Sivas’a çok şeyler kattı, çok şey üretti. Çocuklarım, ailem, köşem ve gazetem adına müteşekkirim. Gerçekten, iyi bir değeri kaçırdık.
Neyse nasip olduğunda Urfa’ya bir çayını içmeye gideriz. Allah yolunu ve bahtını açık etsin.
Sağlıcakla kalın..