Hayat, ne kadar basit gibi görünse de derin ve karmaşık bir yolculukturaslında. Her bir an, kendi içinde bir dünya barındırır. İnsan, hayatının her anında kimi zaman sevinçle, kimi zaman hüzünle, kimi zaman sitemle karşılaşır.Ama ne olursa olsun, nihayetinde ölümle biten bu dünyada,hayat yolculuğunda kıymet bilmenin değeri insan için önemlidir, anlamlıdır, hep umulur ve beklenir. O nedenledir ki fert fert her bir insana düşen, her anını şükürle geçirebilmek, yanında olanlarla, yanında olduklarınla kalp kırmadan, hak yemeden, sevgi, saygı ve özellikle de kıymet bilerek bir ve beraber bulunmanın şükrünü eda edebilmektir.Teşekkür edebilmektir.
İnsanlar, kendilerine gösterilen saygının ve sevginin dar ve hüzünlü günlerde verilen desteğin değeri ve anlamını unutmamalıdır. Aslında unutmamak da yetmez yeri ve zamanı geldiğinde hiç değilse teşekkür edebilmenin vefasını gösterebilmelidir.
Teşekkür etmek o kadar zor mu?
Zorluğundan da ötesindedir sanırım. Hani onlarca atasözümüz var ya, kırk gün sırtında taşırsın bir gün indirsen söz olur anlamında hayatın içinden süzülmüş o kadar çok ifadeler ve yaşanmışlıklar var ki… Her şeyi yaparsın onlar için, her derdine koşarsın hatta yıkıldığı yere han yaparsın ama ola ki bir gün bir şekilde ihmal etmiş olsan, bilerek veya bilmeyerek her ne şekilde olursa olsun yapmak zorunda dahi olmadığın belki sıradan bir şeyi yapmasan, atlasan, işte o anda bir haklılık ve dışlanmışlık psikolojisiyle bir sitem işitirsin ki, her şey tarümar olur, yer ile yeksan olur.Üzülen kimdir bilemezsin, kırılan kalp hangisinindir, anlayamazsın? Her şeyi yapan mı, her şeyin kendisine yapılmasını bekleyen mi? İşte o nedenledir ki vefa bir yana teşekkür etmek o kadar zor gelir, unutulur belki…
Değer mi?
Kırılan kalp ne kadar eski haline dönebilir ki? O nedenledir ki “gelimligidimlidünya / sonu ölümlüdünya”da bir insanı üzmeye, bir kalbi kırmaya hangi haklı gerekçe sebep olabilir ki? Affetmek erdem, kadir kıymet bilmek ise bir vefadır.
Hayatın içinde o kadar çok şeyin değerini bilmeden yaşıyoruz ki. Günlük telaşlarda, maddi kaygılarda, hedeflere ulaşma uğrunda belki de en kıymetli şeylerin farkında olamayız. Bir insanın gülüşünün, küçük bir iyiliğin, samimi bir teşekkürün, gerçek bir dostluğun değerinin ne kadar kıymetli olduğunun farkına varamıyoruz sanki… Zor ve sıkıntılı anlarda kapını açan, yanına gelen, o anın sıkıntısının atlatılmasına imkânları ölçüsünde destek veren, çözüm üreten, katkı sağlayan her kim ise, onunla seviyeli ve vefalı bir ilişkiyi nedense sürdürmekte güç yetiremiyoruz bir türlü…
İnsan nisyan ile maluldür, yani unutur, derler. Ancak insan kendisine verilen değeri unutmadığı sürece vefalıdır. Bir iyilik karşısında bir ömür boyu bedel ödemek değildir bu. Zaten bunu bir iyiliğe karşılık bedel olarak algılamak zaten iyiliği “değer” ve kıymet” olarak değil de bir hizmetin maddi karşılığı olarak saymak zaten iyiliği iyilikten çıkarır.İnsani ve ahlaki bir duyarlılığın ötesine karşılığı beklenen veya ödenen bir alış verişe dönüştürür ki bu bahse konu ettiğimiz husus değildir. Ki her kim ki böyle düşünüyor ve algılıyorsa o ne iyiliği hak eder, ne de ondan teşekkür ve kadir kıymet beklemek söz konusu olur. Karşılıksız olarak, sevginin, saygının ve insanlığın gereği olarak yapılan her fedakârlığın teşekkürü hak etmesi ve kıymetinin bilinmesi de bir vefanın ve erdemin gereğidir.
İşte insanlar daha önce yaptıkları onca iyiliğin yanında her hangi bir zamanda her hangi bir şeyi ihmal ettiklerinde veya yapmadıklarında yapılanları unutup bir “teşekkür”ü esirgediklerinde, bu da yetmez gibi sitemlerini şu ya da bu şekilde izhar ettiklerinde, kırılır insan, üzülür. Bir insanın hayatındaki en önemli şeylerden biri, yapılan bir iyiliğe karşı teşekkür edilmesidir, takdir edilmesidir. İnsanlar takdir edilmediğinde, yaptıklarının gereksiz ve önemsenmediğini hissederler.
İnsanın değerini bilmek, gerçekten o insanı anlamak, onun küçük mutluluklarına ortak olmak gerekir. Birlikte geçirilen zamanların ne kadar değerli olduğunu anlamadan, onlardan uzaklaşıldığında ise çok geç kalmış olabilir insan.Her anın, her nefesin anlamı vardır.Bir gün her şeyin sonlanacağı gerçeğini unutmadan, her anı değerli kılmak gerekir. Ama ne yazık ki biz, sahip olduklarımızın değerini kaybetmeden fark edemiyoruz genellikle.
Şükretmek, hayatta en basit ama en güçlü eylemlerden biridir.
Hayat, takdir edilmediğinde, teşekkür edilmediğinde, şükredilmediğinde eksik kalır.