Gençlerimiz günümüzde birçok mesele ve tehlike ile karşı karşıyadır. Geçmişte ebeveynler bu tehlikeleri yakından tanıdığı ve bildiği için gençler üzerindeki kontrol daha kolay olmakta çözüm üretmek bugünkü kadar zor olmamak tadıydı.
Günümüzde ise Z kuşağı olarak adlandırılan kuşak ile bir önceki kuşak arasında ciddi bir iletişim kopukluğu söz konusudur. Ebeveyn ile genç arasında bazı konularda aynı dilin bile kullanılmadığını söylenebilir. Ebeveyn ile genç anadilinden baka dil bilmeyen bir Alman ile Japon kadar birbirine yabancıdır. Bu iletişim kopukluğu ebeveynin Z kuşağının dünyasına girmesini engelliyor. Bu engel ise problemin tespiti ve çözümünü güçleştiriyor.
Bu kuşağın karşı karşıya kaldığı en büyük tehlikelerden biri dijital dünyadır. Bizlerin boş aralarda eğlenceli videolar izlemek, dostlarla iletişim kurmak, kendimizi ifade etmek veya bir fikirde görüş belirtmek için kullandığımız dijital alan onlar için hayatlarının bir numaralı vazgeçilmezidir. Onlar dijital dünyada yaşamakta, öğrenmekte, etkileşim içerisinde olarak her anlamda oradan beslenmektedir. Bu dünyadaki erişim kolaylığı, karmaşa, kontrolsüzlük, zararlı paylaşımlar, tehlikeli fikirler, gerçek dışılık ve en önemlisi bu gençlerin beyinlerini kontrol altına almak isteyen odakların çirkin planları büyük bir tehdit ve tehlike olarak karşımızdadır.
Bu dünya; dili, kültürü, ahlakı, inancı, yani gencin her açıdan dünyaya bakışını etkilemekte, bizlerin haberdar dahi olmadığı birçok yanlış ve sakıncalı hal ile bilgilenmelerini sağlamaktadır. Anne, baba, öğretmen, komşu ile gencin arasına duvar ören bu dünya adeta gençlerimizi bizlerden koparıp almaktadır.
Günümüzde her hangi bir örgütsel yapının içerisinde yer almadan, her hangi bir fikre ait kitapları okumadan, konferanslara katılıp dinlemeden gençlerimizin bazı manasız fikirlerin askeri haline gelmesinin başlıca nedenlerinden biride bu dünyadır. Hızla gelişen ateizm ve deizmin kaynağı da budur. Algılanmakta geç kalınan bu tehlikeli durum gelecekte ülke olarak karşı karşıya kalacağımız en büyük problemlerimizden birisi olabilir. Son zamanlarda gelişen içi boş Türkçülük akımları da böyledir. Türklük şuurundan uzak bu gençlere empoze edilen fikirler onları kara ırkçılığa sürüklemekte vicdani hisleri yok etmektedir.
Toplumsal ahlaki değer ve etiğin ortadan kalkması, inanç ve imanın zayıflaması, vicdani hislerin zayıflaması, kara ırkçılık, madde kullanımı, akran zorbalığı vs vs vs …
Geleceğin yüz yılını planlama iradesi ortaya koyan ülkemizin geleceğin yüz yılını planlarken o yüz yılı var edecek olan nesilleri ikinci plana atması tüm planların başlamadan sekteye uğraması olur. Çığ gibi büyüyen bu tehdit ve tehlikenin farkında olma vakti gelmiş ve geçmiştir. Bugün tohumları atılan kötülükler yarın çözüm üretemeyeceğimiz bir dev olarak karşımıza çıkacaktır. Gençler ile iletişim kuracak bir yol bulmak, gençlerimizi bizlerden kopartan bu dijital dünyayı olumlu olarak kullanabilmenin bir yöntemini bulmak ülkemizin uzay araştırmaları çalışması kadar önemli bir meselemizdir.