Sivas’ta son bir aydır gündem, Göz Evliyası olarak da bilinen Aziz Vlas’ın anıt mezarının açılıp açılmaması hususuydu. Birkaç yıl önce restorasyonuna başlanan anıt mezarın açılma vakti gelince tartışmalar alevlendi. Açılıp açılmaması hususunda basına kapalı bir çalıştay da düzenlendi. Çalıştay sonrası anıt mezarın ziyaretlere açılmasını önleme adına, araştırmaların devam edilmesi yönünde bir karar alındı. Hemen ardından mezarın Vlas değil de Göz evliyası olduğuna dair bir karara imza atıldı.
Süreç baştan sonra mantıksızlıklarla doluydu. Süreç içerisinde projeyi başlatanlar hiç olmayan bir hikaye üzerinden Ermeni bir piskoposa ait hiç olmayan bir mezar inşaa etmekle bile suçlandı. Projenin Ermeni diasporasına hizmet ettiği ileri sürüldü. Bence bunu iddia sahipleri belki bilerek belki de bilmeyerek Ermeni diasporasına hizmet etti.
Aziz Vlas ile ilgili birçok kaynak var. Bu kaynakların birçoğu birbirinden alıntı. Yaklaşık 1800 yıl önce yaşamış bir kişiyle ilgili mevut bilimsel yöntemlerle günümüze aktarılar bilgileri genel hatları ile kabul edecek olursak, İslamiyet’in doğusundan yaklaşık 3 asır önce Sivas’ta yaşamış ve bir Romalı olan Vlas isimli, hayvan hastalıklarıyla ilgilenen ancak insanların tedavilerinde de yardımcı olan bir Sivaslı var. O dönemin tevhit inancında olan bu İsevi, çok tanrılı inanca sahip putperest Romalı yöneticiler tarafından Allah inancından vazgeçmesi için tehdit ve baskıya uğruyor. O dönem Kur’an da bahsedilen Yedi uyurlar, Nevşehir ve Niğde’de putperest Romalıların baskılarından kaçıp mağaralarda gizlenen İsevilerin hikayeleri Vlas’ın hikayesini de destekliyor. Romalılarda kaçıp Erciyas dağında bir mağarada gizlendiği sırada yakalanarak işkence edilip şehit ediliyor. İddiaya göre Sivas kalesi çevresinde gömülüyor.
Hemen Gök Medresenin 10 metre ilerisinde bulunan tek bir mezar asırlardır Hristiyanlar tarafından Vlas’ın mezarı, Müslümanlar tarafından ise göz evliyası olarak ziyaret edildi. Restorasyon öncesi yapılan arkeolojik kazılarda mezara dair her hangi bir kanıtın ortaya çıkmaması mezarın sembolik bir mezar olduğunu ortala koydu. Zaten tarihi veriler ışığında mezarın tam yerinin belli olmadığı biliniyordu. Mevcut alan anıt mezar olarak düzenlendi ama ziyaretlere açılamadı.
Bu Vlas’ın öyküsü. Benim dikkat çekmek istediğim ‘mezar var, yok, açılsın yada açılmasın’ değil. Benim dikkat çekmek istediğim kaş yapayım derken göz çıkartılmasıdır. İyi niyetli, milliyetçi, samimi Sivaslıların tartışacağı konu mezardan çok Vlas’la ilgili yanlış iddialar olmalıydı. Bunlardan biri, tevhit ehli bir İsevi’nin, görünün de o ki keramet sahibi bir evliyanın günümüzde ki manasıyla Hristiyan ilan edilmesidir. (Hristiyanlık tanımı hazreti İsa’nın ölümünden sonra Antakya’da ortaya çıkmış bir terimdir). Bir diğeri ise, Sivas’ta Ermeni nüfusun, Selçuklu ve Bizans baskıları yüzünden 1020’li yıllarda Van’dan gelen göçlerle oluştuğunun bilinmesine rağmen 7 asır önce Sivas’ta doğmuş birinin Ermeni ilan edilişidir. Ayrıca benzetme doğru olursa bir velinin Ermeni piskopos olarak ifade edilmesidir.
Günümüz Hristiyan dünyasında büyük değer verilen bu isim gerektiği gibi, doğrularla sahip çıkılmadığı için hiçbir kanıt bulunmamasına rağmen Ermeni ilan edilmiştir. Maalesef Sivas’ta yaşanan tartışmalarda bu yanlışın düzeltilmesi gerekirken bu iddia üzerinden yürünerek anıt mezarın açılması eleştirilmiş, bu yapılırken diasporanın iddiaları desteklenmiştir. Kaş yapıyım derken göz çıkartılmış, Sivas için büyük bir değer olan Sivaslı Vlas ismi tarihten silinip Göz evliyasına çevrilmiştir.
Biz Müslümanlar bizden İslamiyet’ten önceki peygamberlere, onlara kitaplar geldiğine(insanlar tarafından değiştirilen o kitapların günümüzde hükmü ortadan kalkmıştır), Vlas’ın şehit edilme sebebi olduğu gibi ‘La ilahe illallah’ düşüncesine iman etmişiz. Bunlar bizim imanımızın şartlarındandır. Bizler çocuklarımıza İsa, Musa, Nuh, Salih, Zekeriya gibi, son peygamber olan peygamber efendimizden önceki peygamberlerin isimleri veririz ama onlar çocuklarına Müslüman isimleri vermez. Bu bizim imanımızın bir özelliğidir. Vlas’ta İslamiyet’in doğuşundan 3 asır önce yaşamış tevhit ehli bir velidir. Roma vatandaşı bir Sivaslıdır. Kesinlikle Ermeni değildir. Keşke yok saymak yada hedef almak yerine Vlas’ı bu doğrular ile kabul edip kadim Sivas tarihine ve kültüre kazandırmış olsaydık. Ancak biz oyun bozalım derken bir oyuna alet olarak Vlas’ı Ermeni ilan ettik. Şehrin kanaat önderlerinin bu hatayı düzeltmesi gerekir. Çünkü bu hata söylemlerde kalmaz, Sivas’ta ki Ermeni tarihini 7 asır önceye taşır, oynanmak istenen oyun bir anıt mezarın açılıp açılmaması değil bu yanlış iddiaların kabul görmesi ile Sivas’ta ki Ermeni tarihinin 7 asır önceye çekilmesidir.