Yıl 1919
Tarih 4 Eylül
Yer : Sivas Kongre Binası
”Milli sınırları içinde vatan bölünmez bir bütündür,
parçalanamaz.Manda ve himaye kabul edilemez.”
Sivas Kongresi’nde alınan kararlar, daha önce
gerçekleştirilen Erzurum Kongresi kararlarını genişleterek
tüm ulusu kapsar bir nitelik kazandırmış ve yeni bir Türk
Devleti’nin kuruluşuna temel olmuştur; bu nedenle Sivas
Kongresi’nin Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki önemi
büyüktür.
4-11 Eylül 1919 tarihleri arasında Sivas’ta düzenlenen ve
Birinci Dünya Savaşı ile beraber işgal altında bulunan Türk
topraklarını kurtarmak ve Türk milletinin bağımsızlığını
kazanması için gerçekleştirilen Türk Ulusal Hareketi
toplantısıdır.
Tarihten bu yana hüküm sürdüğü coğrafyalarda, din,
bayrak, vatan ve mukaddesatı yaşatmak uğruna büyük
bedeller ödeyen atalarımız, 1919 yılında tüm dünyaya
büyük bir ders vermiştir. Osmanlı Devleti son
zamanlarında hasta adam olarak nitelendiriliyor ve yedi
düvele verdiği amansız mücadele, gücünü daha da
yıpratıyordu. İşte tam bu dönemde 9. Ordu Müfettişi
sıfatıyla Anadolu’ya gönderilen Gazi Mustafa Kemal’in
Samsun’a çıkışı, Türk milletinin kaderini değiştiren
tarihi bir girişim olmuştur.
Milli mücadeleyi başlatan Atatürk, Anadolu’nun en güvenilir
şehri olan Sivas’ta bu ruhu açığa çıkarmış ve bağımsız
Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini, kadim şehir Sivas’ta
atmıştır. Türk milletinin, en menfi şartlar altında dahi çıkış
yolunu bulabildiğinin güzel bir örneği olan 4 Eylül Sivas
Kongresi, tarihi parlak, geleceği aydınlık olan Türkiye
Cumhuriyeti’nin mihenk taşıdır.
Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını 108 gün bağrına basarak
milli mücadeleye büyük katkı sağlayan Sivaslılar ise
geçmişte olduğu gibi bugün de vatanı için seve seve canını
vermeye hazırdır.
Yakın zamanda Türkiye düşmanlarının devreye soktuğu
hain planları, tarihin tekerrürden ibaret olduğunu yine gözler
önüne sermiştir. Fetö terör örgütünün darbe girişimini
püskürten aziz milletimiz, şehitler ve gaziler vererek şanlı bir
destan daha yazmıştır.
15 Temmuz’da tıpkı bundan 105 yıl önce olduğu gibi yine
milli mücadele ruhuyla direniş gösteren Türk milleti; ölüm
saçan tanklara, kurşun yağdıran helikoptere, bombardıman
yapan uçaklara aldırış etmeden vatanı müdafaa etmiştir. Bu
destansı mücadeleyi unutulmaz yapan, vatan evlatlarının
sergilemiş olduğu kahramanlıktır.
Tarihten günümüze kadar yaşanan tüm bu destansı
mücadele örnekleri göstermektedir ki; bu cennet vatanda
bağımsız ve hür olarak Türk Bayrağı’nı dalgalandırmak için
güçlü olmak zorundayız. Güçlü olmak için de çok
çalışmalıyız.
Bin yıldır bu topraklarda kardeşçe yaşayan insanlar
olarak bizi bölmeye, parçalamaya çalışanların
karşısında ancak 4 Eylül ruhu ile durabiliriz. Temennim
odur ki bu ruh hiç bitmemeli…