reklam
reklam
DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

Köylüleşme

Yayınlanma Tarihi : Google News
Köylüleşme

Bir burjuvazi jargonu olsa da “köylüleşme” aslında taşralılığı, kırsal öncelikli tercihlerde bulunanları anlatmakta. Katılmıyorum ama.. Katılamıyorum. Nedeni, bireylerin önceliklerini belirlerken, kentlileşme sürecini tamamlamamış olmadan kent hayatına katılmaları değil, düşünce altyapılarının henüz olgunlaşmadan, şehrin yaşamında belirleyici olmaları.
Bu şu demek, köylünün tercihi, kentli bireyin yaşam standartlarını ve formatını değiştirebiliyor.
Bazı aydınların dediği gibi,”Senin cahilliğin benim yaşamımı değiştiriyor” Biraz kaba kaçsa da, dipnot açıklaması böyle.
Benim demek istediğim henüz o da değil. Köylünün tarımsal yaşam tercihleri,seçimleri, istekleri, siyasi argümanı da kentlilerin yaşamını ve yaşam formlarını belirleyici olabiliyor.
En popüler ifadeyle “ Bir kilo kıyma kaç para biliyor musunuz?” diye sorduğunuzda, bu sorunun öznesinde ki muhatabınız soruyu sorduğunuz değil, size soruyu bu şekilde sormanızı sağlayan köylük tercihleridir.
Tarımsal yaşamın zorluğundan kaçıp kurtulduğunu sanarken, katıldığı şehir yaşamına hem pahalılık hem zorluklar katan kırsal yaşam figürleridir aslında size bu soruyu sorduran.
Her geçen gün daha da ölen tarımsal değerler, köylü yaşamın kentli yaşama üstün gelememesindendir. Köylü köyünü boşalttıkça,şehrin yaşam katsayısı zorlanarak büyümekte ve aynı toprak üstünde yaşamak zorunda kalan toplulukların, hem birbirleriyle olan ilişkilerinde hem de kendi içsel dünyalarında karmaşıklıklara, gitgellere ve toplumsal çatışmalara neden olmaktadır.
Sizin basında medyada aralıksız gördüğünüz, kavga, şiddet ve cebir temalı görüntülerim temelinde noksansız bu içsel çatışmalar kaynaktır.
Gördünüz mü, iki ineği büyütüp, bir kaç dönüm tarlayı ekip biçmemenin şehir yaşamındaki önemini.?
Ciddi ciddi araştırmalara konu olacak türden bir iddiadır benimkisi.
Ancak diyeceğim ve geleceğim bu da değil.
Köylüleşme çatışmalarının önüne geçebilmenin tek şartının da yine köylüleşme olduğunu iddia ediyorum.
Nasıl mı?
İnsanların toprağa, doğal yaşama duyduğu ihtiyaçların bir şekilde sağlanması gerektiğini düşünerek söylüyorum.
Özellikle Kovid sürecinde, insanların nasıl komün yaşamından izole olarak bireysel yaşamı arzuladıklarını ve arandıklarını görmedik mi? Hemen hemen herkes, toplumun her kesimi kendi ölçeğinde daha küçük yaşam formlarıyla kalabilmeye çalıştı.
Bir kaç yüz metre bir toprak, bu toprağın üstüne koydurduğu beş-on metrelik kulübe ve hemen önündeki toprağı işleyerek, temel ihtiyaçlarını üretebildiği yada üretmeye çalıştığı çekirdek aile çiftçiliği oluşturdu kendi kendine.
İşte bu köylülük, doğru olan köylülüktü.
Aradığımız ve olması gereken köylülüktü, öze toprağa dönüş,.
Henüz kirlenmemiş, kirletilmemiş, çirkinleşmemiş bu küçük dünyalarında, yukarıda saydığımız, kavgacı, çıkarcı, kirli ilişkilerle dönen çarkların günleri, ayları, yılları oluşturduğu dünyadan eser olmaksızın, yeni, küçük ama güzel dünya.
Bırakında yapsınlar, bırakın geçsinler.
Onlara o şansı verdiğiniz zaman dünya daha da güzelleşecektir, şüpheniz olmasın.
Sağlıcakla kalın.

YORUM YAP