Kurban bayramının gereğini yerine getirmeyenler için de ters öğüt destanları ve tekerlemeler söylerler.
Dünkü yazımda Erzurum’dan bir fıkra aktarmıştım. Bugün de Erzurum’dan bir tekerleme ile günün “mana ve önemine giriverelim:
“İki komşu birbirinin milleti
Her ikisi bir peygamber ümmeti
Biri kurban kesir pişirir eti
Yeyir içir Halilullah aşkına
Komşusu da bakir Allah aşkına
Hak için kurban, küp için kavurma”
Demek isteniyor ki, “Allah için kurban..küp için kavurma kış için sucuk, ol-mamalı. Kurban etinin bir kısmı, hatta üçte ikisi fakir fukarayla, yoksulla yoksunla paylaşılmalı.”
Halk şiiri geleneği içinde ters öğüt destanı söylemek vardır. Örneğin Yusufe-li’li Âşık Huzuri bir ters öğüt destanında:
Bir nasihatım var zamana uygun
Tut sözümü yattıkca yat uyanma
Meşhur bir kelamdır sen kazan sen ye
El için yok yere ateşe yanma.
Her nere gidersen eyle talanı
Öyle yap ki ağlatasın güleni
Bir saatte söyle yüzbin yalanı
El bir doğru söz söylerse inanma.
Diyor.
Halkımız söylemek istediğini, Bektaşi’ye, Nasrettin Hoca’ya söyletmiş yüz-yıllar boyu. “Nakl-i küfür, küfür değildir” fetvasına uymuşlar. Bektaşi’ye, Nasrettin Hoca’ya yükletmişler esprilerini. Allah var, onların da gıkı çıkmamış.
Bayramında herkes yeni ve temiz elbiselerini giyip, birbirleriyle bayramlaş-tıkları gün, bir fakir Bektaşi dedesi, üstü başı pis halde Beyazıt Cami’nin önünden geçerken, bembeyaz sarığı, tertemiz cübbe ve latası ile bir hoca karşısına çıkıp:
– Be adam, mübarek bayram günü bu pis gömlekle dolaşılır mı? Gömleğini yıka! Deyince Bektaşi aldırmayarak:
– Be hocam, yıkayayım ama kirlenir, demiş. Hoca:
– Yine yıka, demiş. Bektaşi:
– Yine de kirlenir, diye diretmiş. Hoca inatla:
-Yine yıka, deyince Bektaşi’nin tepesi atmış ve şu cevabı vermiş:
– Behey imanım. Biz bu dünyaya gömlek yıkamaya mı geldik?
Gurbet ve hasret varsa, acı da vardır bayramlarda. Bu acı yüzündendir ki, şu Urfa türküsünün ilk dizesi, atasözü olmuştur adeta:
“Bayram gelmiş neyime, anam anam garibem / Kan damlar yüreğime, anam anam garibem / Yarelerim sızlıyor, anam anam garibem / Doktor benim neyime, anam anam garibem”
Bayramlarda gözü yoldadır Türk insanının, gelirse gözlediği, bayram o za-man bayram olur, gelmezse acı acı üstüne. Hapishanede bayram… Açık görüşler bile ne kadar elemlidir..
.“Mahpushane içinde yanıyor gazlar / Bayramdan bayrama da çalınır sazlar / Kiminin annesi ağlar, kimine kızlar / Böyle de düştüm zindana yanar yanar ağla-rım / Demir de parmaklıktan a canım bakar döner ağlarım”
Bayram duygu ikliminde nostalji ile at başı yürür. Herkesin her dönemde ya-şadığı bayramlar güzeldir. “Nerede o günler” edebiyatı yapmaktan geri durmayız. Sanki çocuklarımız, 60 yıl sonra, beğenmediğimiz bu günü aramayacaklar, “Nerede o günler?” demeyecekler.
Sıra geldi Bayrak şiirini eklemeye:
Bayramlardır kutlu günler,
Özlemle anılır dünler,
Şimdi dargınlar küskünler
Barışmanın zamanıdır.
Başa kakma satır satır,
İğneyi kendine batır
Kaynaşıp herkesle hatır,
Soruşmanın zamanıdır.
Kimseler çekmesin çile,
Güzellikler doğsun dile,
Sevgi ile, saygı ile
Yarışmanın zamanıdır…
Şaka bu ya; boşa dememişler “Deliye göre her gün bayram” diye. Ama deli olabilirseniz. Efendim öncelikle yönetiminden, düzeninden, yazanından okuyanına kadar Sivas Olay ve Yiğidohaber ailesinin ve cümle dostların bayramınız kutlu olsun. Yeni bayramlara hoşça, dostça, esenlik içinde ulaşmak dileğiyle…