-10 Dereceli Sivas havasından +10 dereceli Antalya havasına gidiyorsun, en önemli gol silahın Manaj tam hazır olmasa da sahaya on bir de çıkıyor, sende Murat ve Samuel yok, rakibinin de üç önemli eksiğine rağmen şartların dengede olduğu bir maçı kaybediyorsun ve bunun hiçbir mazereti de olmamalı.
Maçın ilk yarısı ve ikinci yarısı iki takımında isteği şekilde devam etti aslında. Kanatları iyi kullanmak isteyen Antalyaspor geriden Güray ile ataklarını desteklerken sende Alaaddin ve Uğur ile hiçbir atağa yardımcı olmuyorlar. Evinde çıktığı maçlarda misafir takımlara en çok gol pozisyonu veren, kalesine çekilen üç şuttan en az biri gol olan takıma karşı 17 şut atıyorsun ve 4 tanesini isabet buluyor. Sahada Sivasspor’un hangi sistem anlayışıyla sahada yer aldığını bu sezon ilk defa anlayamadık. Geriden topla çıkmakta zorlanıyorsun, orta alanda top kazanamıyorsun, kanatlardan ceza sahasına servislerde başarısızsın ve tüm bu olumsuzlukların hepsi toplandığında kazanamamak gayet normal değil mi?
Yedek kulübesine bakıldığında oyuna yön verecek, takıma dinamizim katacak ve atak sonlandıracak tek bir oyuncu var oda Balde. Onunda son zamanlardaki formsuzluğu göz önüne alınacak olursa bu maçta kenardan da katkı alınamamış oldu. Pritchard sakatlığı sonrasında da bir türlü beklenen 10 numara özelliklerini Antalyaspor karşısında da sergileyemedi ve sakatlığı sonrasında çıktığı iki maçta da varlık gösteremedi.
Antalyaspor karşısında kırmızı beyazlılar adına sahada adından çokça bahsedilen iki isim vardı, Koita ve Ali Şaşal. Birisi hücum hattında diğeri kalesinde 90 dakika boyunca elinden gelenin fazlasını yaptılar. Koita’nın şık vole golü ve Ali Şaşal’ın ise rakibin yedi isabetli şutunun beşini kurtarmasına rağmen iki şansız gol yemesi maalesef puan almaya yetmedi. Bülent hocanın maç sonrası açıklamasında “hakemin seyirci baskısının etkisinde kalarak taktir haklarını ev sahibi takımın lehine kullandığını” dile getirse de bu maçta hakemden çok Sivasspor’un oyun sisteminin sonuca tesir ettiği görüldü.