reklam
reklam
DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

Ne oluyor sahi?

Yayınlanma Tarihi : Google News
Ne oluyor sahi?

“Ne oluyor?” diye sorduğumuz bütün sorulara cevap bulamamış olmanın üzüntüsü mü kahrediyor bizleri bilmiyorum. Her gün, her saat, her dakika yaşanan yeni bir acının yada vahşetin sorumlularını, sadece polis soruşturmalarına yansıyan isimler  olarak biliyoruz.

Halbuki hiçte öyle değil.

Toplumun bu kadar dejenere edildiği zaman dilimi ne vardı ne de oldu..

Buna kader diyebiliriz belki, coğrafyanın kaderi..Bence de öyle.

Hiç şüpheniz olmasın ki, dün ki yaşanmışlıklar, bugün ki yaşadıklarımız ve yarın yaşıyor olacaklarımız, bu coğrafyanın kaderidir.

Üzerinde kurulan her medeniyet ve uygarlığa ev sahipliği yapmış bu coğrafyada yaşanan her hadise, aslında neler olup bittiği açısından son derece değerli bir bilgiye sahiptir.

Tarihe “Bizans Entrikası” olarak geçen kirli ve kanlı tezgahlar,  bundan binlerce, yüzlerce, onlarca yıl önce yaşandı, yenileri yine yaşanacak. Bizans Entrikaları bu toprakların kaderidir.

İnsan denen yaratılmışın doğum yeri olan bu Anadolu Havzası hem insan soyunun,  hem de dinler silsilesinin kaynağı ve bilumum zenginliklerinin havuzudur.

Dün kirli emellerinin hayata geçmesi için uğraşanlar, bugün de uğraşıyorlar ve yarın da uğraşacaklardır.

Şeytan´ın cennetten kovulması hikayesidir bu, Cennet;  Mezopotamya Medeniyeti  ve Cehennem ise Batı Uygarlığıdır.

Cennetten kovulan şeytan, onu yaratan Rab´bine isyan eder ve şöyle der, “Bir gün o cennete geri döneceğim, hem de bana itaat et  dediğin, o çamurdan yarattığın insanları” kandırarak ve yoldan çıkartarak.”

Bugün yaşadığımız her acı, döktüğümüz her damla gözyaşı,  şeytana karşı verdiğimiz mücadelenin gözyaşı ve onun acısıdır.

Müslüman coğrafyanın hakim olduğu bu toprakları, “Uygarlık ve Adalet”  getireceği iddiasıyla kana boğan vahşi batının söylemi ile Şeytan´ın “Doğru ve hak, lüks ve konforlu yaşam” iddiasıyla insanları yoldan çıkarmasının paralelliği asla bir tesadüf değildir.

Şeytan´ın, “Hak yoluna soktuğu” vaki olmadığı gibi, Batı´nın “Uygarlık ve Adalet” getirdiği de vaki değildir.

Bu coğrafya üzerinde yaşayan kim olursa olsun,  yaşayan Şeytan olmadığı sürece, huzura ermesi, kolay kolay mümkün değildir.

Ne zaman ki, “Hak Batıla Galip gele” duası kabul olursa, o zaman bu topraklarda kan da gözyaşı da diner.

Fazla uzağa gitmeye gerek yok, yakın tarihinize bir bakın!, ne zaman bu coğrafya da bulunan bu ülke az buçuk kafasını kaldırmışsa, iç karışıklıklar, kargaşa, kaos yaşanmıştır.

Acı tarafı ise, bu coğrafyanın yaşadığı her acıda, döktüğü her damla gözyaşında yine bu coğrafyanın insanı vardır, Mezopotamya havasını solumuş, Mezopotamya suyunu içmiş.

Bugün, başta ülkemizin bulunduğu bu topraklar bir bilinmeze sürüklenmeye çalışılıyor, altımızda kaynayan bir kazan, üstümüzde yanan bir ateş. Diğer bir taraftan kendi iç dinamikleriyle baş edemeyen, dengesini yitirmiş bir iç siyaset mekanizması.

Kendine bir yol bulur mu? Umudumuz o, temennimiz o. İnşallah en kısa zamanda bulur.

Yoksa yine Bizans Entrikalarıyla dolu bir sezonu yaşamaya başlayacağız. Kardeşin kardeşe ihanet ettiği,  yoksulun varsıla, düşkün’ün soyluya ihanet ettiği,  oğlun babayı hançerlediği “Sende mi Bürütüs’lü” günlere yelken açacağız.

YORUM YAP