
2016 yılının Mayıs ayında Süper Ligden düştüğümüz zaman hepimiz çok üzgündük ama bir o kadar da umudumuz vardı. Bir arkadaşım sosyal medyasında paylaşmak üzere bana kısa bir mesaj yazar mısın demiş, ben de Bu bir Fatiha değil bir Bakara demiştim. Zira Sivasspor düşerken küçük hatalarla düşmüş ve o sezon oynadığı oyunla herkese “bu takım düşmez” dedirtmişti. Kurumsal yapı oturmuş, yönetim sapasağlam ayakta idi. Bir sonraki sezon geri geleceğimize inanmayan neredeyse yoktu.
Bugün maalesef bunları ifade etmemiz imkansıza yakın. Kurumsal yapı hasar alsa da halen ayakta, bu iyi bir şey. Yönetim maalesef o günkü gibi olgun ve deneyimli değil. Mali tablo o günkü kadar rahat değil. Hepsinden önemlisi gerek Türk futbolunun içinde bulunduğu iklim, gerekse indiğimiz ligin özel şartları gerisin geri yukarı çıkmaya pek müsait değil. Bunu bu sezon Ankaragücü, İstanbulspor ve Karagümrük yaşayarak tecrübe etti.
Hal böyleyse ne yapmak gerek?
Herşeyden önce geçmişte yaptığımız hataları önümüze koyup herkesin önce üzerine düşeni almasını sağlamak. Sonra ise çıkarılan dersle birlikte yeniden bir yapılanmaya gitmemiz kaçınılmaz. Zira bu yıl yaşadığımız sorunların başında yönetimdeki acemilik önemi büyük yer kaplıyor. Hepsi iyi niyetli olabilirler ama maalesef bu, sonucu değiştirmiyor. Eken başkan ve yönetimi aday da olsa bir daha dönüp bakmasa da lig biter bitmez Genel Kurulu toplamalı.
Yapılacak Genel Kurulda sen ben öteki beriki demiş ki dememiş kiyi bir kenara bırakarak bu takımı yeniden yapılandıracak bir yönetim yapmak zorundayız. Her zaman ve her şehirde bulunmaz ama bizde fazlasıyla var. Ne mi? Hem parası, hem deneyimi, hem de bu konuda bilgisi olan insan. Örneğin geçmiş yönetimlerde uzun süre görev almış Erdal Sarılar ve Mehmet Oflaz gibi… Bu konuya hevesli, parası olan insan da var hem geçmiş yönetimlerde hem de bu yönetim içinde görev almış bazı arkadaşlar gibi. Parası olmayan ancak bu konunun içinde pişmiş işi bilen kalifiye insan sayımız da küçümsenmeyecek kadar fazla. Biz bu üç insan profilinden oluşan sağlam bir yönetim yapmalıyız. Bu yapıda olmazsa olmaz olanlar hem parası, hem bilgisi olanlar. Bunların bu görevden kaçmaması şart.
Oluşacak bu yönetim üç yıllık bir plan yapmalı. İlk iki yıl tekrar yukarı çıkmayı düşünmeyecek ki düştüğümüz ligde de kalıcılık sağlayalım. Bu iki yılda Sivasspor maddi manevi yüklerinden kurtarılarak yeniden iyi bir kadro ve bütçe planlaması yapılmalı. Eğer şartlar oluşmuş ise üçüncü sezon şampiyonluk şarkıları söylenebilir. Hepsinden önemlisi bu planı yönetimin seçildiği kongrede anlatarak taraftarın desteğini arkasına alması büyük önem taşıyor. Eğer tüm şehir ana hatları ile anlattığım ama ayrıntısı çok olan bu plan üzerinde kenetlenirse hem Sivasspor’un kalıcılığını garantileriz, hem de tekrar çıkmak gibi bir şansımız olur.
Aksi taktirde parasının şımarttığı, ütopik hayallerine kapılan, hırslarına yenilen, akıldan ve analizden yoksun bir yönetimle yola çıkarsak indiğimiz ligde de uzun süre kalma şansımız olmaz ve bir kaç yıla Sivasspor’u Eskişehir Zonguldak, Giresun, Ordu ve Malatya’nın durumuna düşürürüz… Ben üzerime düşeni yapıp tarihe not düşeyim de….




