reklam
reklam
DOLAR38,0671% 0.05
EURO41,2679% 0.14
STERLIN49,2228% -0.25
FRANG43,2474% 0.16
ALTIN3.768,01% 0,99
BITCOIN82.546,80-1.633

VAKTİNE KALAN SÜRE

:
için vakti

Ramazan geldi

Yayınlanma Tarihi : Google News
Ramazan geldi

Ben size Ramazan ayının bereketinden ve mağfiret ayı olduğundan bahsedecektim, yine araya birşeyler girdi. Bu defa da İmralı görüşmelerinin, bir basın toplantısı ile yapılan lansmanı ve arka planı anlatıldı. Bununla ilgili süreç biraz daha belirginleşsin, daha detaylı bir yazı kaleme alırız.

Ama biz günün ve mana ve ehemmiyetine uygun bir yazı yazalım. Gerçi eski bir yazımız ama güncel olduğu için ve hiç eskimeyeceği için bir kez daha okumak uygun düşer.

“İslam dininin kutsal kabul ettiği, yapılan ibadetin 1000 aylık ibadetten daha makbul olduğu, yüce kitabımızı Kuran’ın müjdelendiği ve indirildiği gün olan Leyleyi Kadr gecesini içinde barındıran  aylardan olan Ramazan”,  diyerek, TRT’de program yapan bir ilahiyatçı edasıyla söze başlamakta vardı ama..

Biz inandığımız gibi başlayalım.

Hani ayeti kerimde buyuruyor ya, “Allahın ayetlerini inkar edip, onları çarpıtarak anlatanlar var ya, onlarla aynı mecliste bulunmayın, başkaca bir anlatımda bulununcaya kadar onlarla aynı ortamlarda bulunmayın, devam ederseniz sizde onlar gibi müşriklerden olursunuz. Nisa 140”

Ben kısaca, sizin anlayacağınız şekilde anlattım. Aslında çok açık bir ayet, kim ki Allah’ı ayetini inkar edip, onu çarpıtırsa bundan maddi ve manevi zarar görürsünüz demekte.

Peki ya Müslüman’ın en kutsal ayı Ramazan. Onu yeterince anlıyor ve çarpıtmıyor muyuz? Hem anlamıyor üstelik bir de çarpıtıyoruz. İslam şeklen ve aklen bir bütünlük içerisindedir aslında. Temel amaç, insanların huzur güvenlik ve adalet duygusu sağlanmış bir şekilde, barınma, beslenme ve çoğalma güdülerini en doğru şekilde temin etme amaçlıdır.

Gerçekte bütün dinlerin temeli budur, ta ki tahrif ve tarif edilene kadar. Tamam anladık, din tahrif edilebilir de, tarif edilir mi?

Filhakika evet. İslam dininin bugün yaşadığı en büyük çıkmaz, dinin tahrif edilmesidir. İnsanların neye niçin inanması gerektiği değil, nasıl inanması gerektiği tarif edilmektedir. Şartlar, şeklen belirlenmekte, halbuki İslam’ın,  haliyle de Yüce Yaratıcı’nın ilahi emri olan, ilmen ve aklen düşünmenin  uzağından bile geçmemektedir.

Bu konuda her ne kadar birkaç ilim adamı, ilahiyatçının altını çize çize vurgulamak istediği konular olsa da, gözden ırak olanın gönülden ırak olduğu gibi, bir müminin yüreğinde çok fazla yer bulamamaktadır.

İşte Ramazan’da böyle. Peki sorayım size,Ramazan, Ruhun açlıkla imtihanı mıdır, Ramazan ibadetin derinliğini bulma mıdır? Ramazan yardımlaşma mıdır, Ramazan kötü söylememe, gözlerin her türlü kötülükten sakınılması mıdır?

Ya da, Ramazan kuş sütünün eksik olmadığı masalarda hala hala oynamak mıdır? Eş dost basın Tv Medya görsün soframızı, masa takımımızı, Sümerbank Porselen Takımımızı falan mıdır? Ramazan girmeye yakın halde, pazarda kasapta fiyatların fırladığı, tatlıcı ve turşucuların kamyon kamyon istiflendiği günler midir, bilemedim?

Maalesef ki maalesef, Türkiye’de kahır ekseriyetle Ramazan artık son yazdığım durumun ta kendisidir. Kimse darılıp küsmesin ama, bu ülkenin yaşadığı siyasi ve tarihi travma Ramazan sofralarını bozmakla kalmayıp, bizatihi Ramazan ayının kendisini derdest etmiştir.

O yüzden benim ne bu ramazandan, ne bundan sonraki ramazanlardan beklentim hiçbir zaman yükselmemiş ve çokta hor görmemişimdir.

Arada bir belediyelerin açtığı iftar çadırlarında ihtiyaç sahiplerini ve öğrencileri görünce hafif bir tebessümüm olsa da, tarif edilmiş dinle entegre olan paradigmacı  siyasetin birlikte olduğu uhrevi dünyanın, çok kimseye tat vermeyeceğini söyleyebilirim.

Huzur vermeyen, cepleri değil, gönülleri tatmin etmeyen iç bir şeyin Allah’ın emirleri ve isteği olmayacağını bilen tüm Müslümanların, Şerifi Ramazanları mübarek olsun.

YORUM YAP