Sömürünün her türlüsüne şahitlik eden insan oğlu, akıl almaz bir şekilde gelişen teknoloji ile eşi benzeri görülmemiş, öncekilere kıyasla çok daha acımasız ve neredeyse herkesi etkisi altına alacak bir sömürü düzeniyle karşı karşıya.
30 yıl öncesine kadar ihtiyaçlarımız arasında olmayan, merak ederek kullanmaya başladığımız bilgisayar teknolojileri zamanla ihtiyaç günümüzde ise vazgeçilmezlerimiz arasında yer aldı.
Mikroişlemci cihazlar hızla yerini akıllı cihazlara ardında da yapay zeka ürünlerine bıraktı. Kullanılan otomobiller bile sürücüsünü tanımaya, sürücüsünün farklı ruh hallerini analiz edip en uygun kullanım şartlarını sağlamaya başladı. Kolumuzdaki saatler attığımız adımları sayar oldu. Akıllı süpürgeler evimizi karış karış yapay zekasına işledi. Beş dakika bile elimizden düşürmediğimiz cep telefonlarımız sırlarımıza ortak oldu. Kulak misafiri olup bizden aldıkları sırlarımızı BIG-BYTE’E taşıdı durdu. Cep telefonları, evladı anneden, babayı evlattan daha iyi tanır hale geldi. Sayarken büyük keyif aldığımız paracıklarımız bile dijitalleşti. Mağaza mağaza gezip alışveriş yapmaktan büyük keyif alan kadınlar artık vitrinleri değil alışveriş sitelerinde yapılacak indirimlerin yolunu gözler oldu. Sanal dünyada kelepir arazi düşürüp alanların yaşadığı mutluluğa bile şahit olduk.
Teknolojiye karşı değilim. Hayatımızı kolaylaştıracak her türlü yeniliğe açık biriyim. Ancak bu gelişmeler hayatımızdan önemli bazı değerleri söküp götürüyorsa, biz değil de adeta yapay zeka bizi kontrol eder hale geliyorsa, biraz durup düşünmenin vakti geçiyor derim.
Elon Musk binlerce iletişim uydusu ile yaşadığımız küreyi örümcek ağı gibi sarmalamakta. İlerleyen yıllarda bugün ki internet hızının 50 katına dünyanın her noktasından ulaşmak mümkün olacak. Bugün kullandığımız cihazlardan çok daha öte cihazlarla tanışacağımız kesin. Belki Japonya’da ki bir doktor Amerika’da ki bir hastasını bulunduğu yerden ameliyat etmek imkanı bulacak. Bunların güzel şeyler elbet. Ama beni tedirgin eden önümüzdeki dijitalizm çağının; inançlarımızı, kültürümüzü, değerlerimizi, bağlarımızı ve insanı duygularımızı olumsuz yönde etkileyecek olması, zaten verdiği tahribatı çok daha da arttırması. Bireysel özgürlüklerimizin elimizden alınıp her birimizin dijitalizmin köleleri haline getirilmesi.