Adanademirspor karşılaşmasından sonra Servet istifa kampanyasını ayyuka çıkaranlara karşı, Yola devam yazısı yazdım diye Karagümrük maçı sonrası malum çevre şahsıma saydırdı da saydırdı. “Halen Serveti mi savunacaksın, bu oyunu bize de anlat, sen Sivasspor’un adamısın, Sivasspor olmazsa aç kalırsın falan filan vs vs’….
Beyler beyimsiler, aslında bir çoğunuz bu konunun böyle olmadığını biliyorsunuz, yine bir çoğunuz benim o nitelediğiniz sıfatları taşımadığımı da biliyorsunuz, ancak kişi kendi gibi bilirmişya böylesi işinize geldiği için sosyal medya delikanlılığı yaptığınızı biliyorum. Hele birde gerçek isminiz gerçek cisminizle yapsanız can feda… Karşı fikir der saygı duyarım…
Bende isterim Sivassporspor’un Teknik patronu Pep Guardiyola olsun, Jurgen Klopp olsun, dahi onlar olmayacaksa da onlara yakın birileri olsun. Lakin hayallerle gerçekler her zaman örtüşmez. En iyisini hayal edersiniz amma elinizdekilerle yetinmek zorunda kalırsınız. Sivasspor; Adanademirspor, Kasımpaşa gibi güçlü bir şirketin finanse ettiği özel bir kulüp mü hayır. Trabzonspor, Fenerbahçe Galatasaray gibi güçlü camia takımı mı hayır. Sakarya, Bursa, Kocaeli gibi her maça 20, 30 bin seyirci gidip hasılat bırakıyor mu hayır. Yayın gelirleri İspanya, İngiltere gibi yüksek getirili mi hayır. Sivas sanayisi gelişmiş bir il ve firmalar sponsorluk için bir biri ile yarışıyor mu hayır…. Bütün bu soruların cevabı hayır olunca Sivasspor nasıl olacakta yıldız oyuncu, kariyerli Teknik adam getirip sizin anlamsız egonuzu tatmin edecek?
Her zaman yazıyorum, yazmaya da devam edeceğim. Fiyat fayda dengesi diye bir gerçek var. Sivasspor kuşa dönmüş yayın gelirleri ile sezonu kazasız belasız kapatmanın mücadelesini veriyor. Hal böyle olduğu içinde Futbolcunun da Teknik heyetinde iyisini ucuza almak zorunda. Ya da parasının yettiği isimlerden maksimum verim elde etmek zorunda. Başta başkan olmak üzere yönetimin tamamı kredibilitesini ve tecrübesini bu yönde kullanıyor. Servet Çetin ile yola devam edilmesinin en önemli sebeplerinden birisi de budur. Ben hayatımda Servet Çetin ile hiç yan yana gelmedim. Şahsen tanışmadım, telefonla dahi konuşmadım. O beni tanımaz ben onu Türk futbolunun saygın futbolcularından birisi ve Sivasspor’un hocası olarak tanıyorum.
Benim yola devam dememin sebebi bir hak teslimidir. Ben bu gerçekler ışığında Servet Çetine hakkını teslim ettim. Ben gördüklerimi yorumlayarak kendi şahsi fikrimi beyan ediyorum. Bu sezon yapılan takım, içinde bulunulan şartlar karşısında Servet Çetin’i ben başarısız bulmuyorum. Eldeki potansiyelden alabileceğini aldığını düşünüyorum. Kaybedilen puanlarda Servet hocalık bir problem görmediğim gibi oynanan oyunun, alınan puanların Servet hocanın başarısı olduğunu düşünüyorum. Biz eğer sezon başı ortalama bir santrafor almış olsaydık bugün en az dokuz puan daha yukarıda olabilirdik. Alamadık, olmadı olanlarla da bu kadar oldu. Gelinen nokta itibari ile kötü değiliz. Bizden daha çok destekçisi olan, bizden daha çok bütçesi olan bir çok takamın üzerindeyiz. Maç başına düşen puan oranı ile küme düşme potasının üstündeyiz. Daha ne bekliyordunuz anlamış değilim.
Ben şunuda görüyorum. Bu organize bir kampanya, bu kampanyayı körükleyenler, köpürtenler, iyi niyetli insanların duygularını kullananlar var. Yine biliyorum ki bu kampanyanın asıl hedefi Servet Çetin değil. Bu kampanya geçtiğimiz sezonun devamı. Servet hoca istifa etse de sona ermeyecek zira asıl hedef Mecnun Otyakmaz. Kampanyanın aparatı olanlara sözüm yok ne desek anlamayacaklar. Gerçek Sivasspor taraftarlarından kendilerine şu soruyu sormalarını rica ediyorum. Ligdeki takımların yarısı Teknik sorumlularını değiştirdi o takımlar açısından puan cetvelinde ne değişti? Allah aşkına bir bakın ve öyle karar verin. Biz değiştirirsek Servetin yerine kimi getirebiliriz ve bu şartlarda neyi değiştirebilir.
Gerçek taraftarlardan bunu rica ediyorum Zira önümüzde Trabzonspor, Fehnerbahçe, Konyaspor ve Galatasaray maçları var. Bu maçlardan sıfır dahi çekebiliriz. O zaman bu kampanya dahada alevlenecektir. Ben bu maçlardan mutlaka puan çıkaracağımızı düşünüyorum. Bu periyot için yönetimden de beklentim var. Bu kampanya ligin ikinci haftasından itibaren devam ettiği ve her maç hocaya istifa çağrısı yapıldığı halde yönetim sessizliğini koruyor. Hiçbir yöneticiden teknik heyete destek ya da telkin açıklaması duymadık. Yalnız bu periyot takımı eleştirmek için bahane arayanlar açısından bulunmaz bir fırsat sunuyor. Bu periyot sessizlik kaldırmaz. Yönetim eğer arkasında olmaz ise Servet hoca Takım içerisindeki kulağı çekileceklerin kulağını çekemez, radikal değişiklikler yapamaz ve taraftara karşı ayakta kalamaz. Eğer yönetim istifa kampanyasını yürütenlerle aynı fikirde ise bir an önce harekete geçmeli, yok değilse yetki verdikleri hocanın arkasında durduğunu herkese göstermelidir. Sessizlik bir yere kadar iyidir ama sadece bir yere kadar… Aksi halde hocadan sonra oklar yönetime döner.