Behçet Necatigilce sakın ola “Sevgileri yarınlara” bırakmayınız. Bencileyin “Çekingen, tutuk, saygılı” olmayınız. Bütün yakınlarınız sizi yanlış tanımasın. Ömür dediğiniz ne ki, Ha varsın, ha yoksun. Eh fazla empati yaptığım şairlerin başında Necatigil gelir.
16 Nisan 1916’da İstanbul Fatih’te doğdu. Kastamonu’lu olan babası Mehmet Necati Gönül müftüydü. Annesi Fatma Bedriye Hanım, Geyve’li müderris hafız İbrahim Hakkı Efendi’nin kızıydı.
Necatigil, iki yaşındayken annesini kaybetti. Babasının Kastamonu’ya taşınmasıyla, ilkokul son sınıfı Kastamonu Muallim Tatbikat Mektebi’nde okudu ve 1927’de mezun oldu. Kastamonu Lisesi’ne başladı.
Yıllar önce yetersiz beslenme ve bakımsızlık nedeniyle başlamış olan hastalığı “adenit tüberküloz” yüzünden öğrenimine ara vermek zorunda kaldı. Aile yeniden İstanbul’a taşındı.
1931 yılında Kabataş Lisesi’nde, orta ikinci sınıftan yeniden başladı ve 1936’da okulun edebiyat bölümünden birincilikle mezun oldu.
Edebiyata ilgisi, Kastamonu’da, ortaokul yıllarında başladı. İyi bir rastlantı sonucu edebiyat öğretmeni olan şair Zeki Ömer Defne, onu hep destekledi ve yazması için teşvik etti. Necatigil Kabataş Lisesi’ni bitirdikten sonra öğrenimine Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde devam etti. Berlin’e gönderildi; dört ay Almanya’da kalarak Berlin Üniversitesi’nin dil kurslarına devam etti.
Yüksek öğrenimini 1940 yılında tamamlayarak okuldan birincilikle mezun oldu. Aynı yıl Kars Lisesi’ne edebiyat öğretmeni olarak atandı. İklim koşullarına uyum sağlamakta güçlük çekip hastalanması üzerine 1941 yılında Zonguldak Çelikel Lisesi’ne, 1943 Mart ayında da İstanbul’a, Pertevniyal Lisesi’ne tayin edildi.
Sarıyer Ortaokulu’nda stajyer öğretmen olarak çalışan Huriye Korkut’la Ağustos 1949’da evlenerek Valideçeşmesi, Setüstü Sokak, 22 numaralı kiralık eve taşındılar.
1964 yılında yine Beşiktaş’ta, Nüzhetiye Caddesi üzerindeki Deniz Apartmanı’nın bir dairesini satın alarak oraya taşındılar. Necatigil, ölümüne dek bu apartmanın 23 numaralı dairesinde yaşadı.
Sokaklar, ev ve evin halleri Behçet Necatiğil’in şiirlerinde sıkça konu oldu. İşte evin hallerini anlatan şiiri:
“Evin yalın hali / İster cüce, ister dev / Camlarında perde yok / Bomboş, ev. // Evin -i hali, sabah, / Geciktiniz haydi! / Uykuların tatlandığı sularda / Bırakacaksınız evi. // Evin -e hali, gün boyu, / Ha gayret emektar deve! / Sırtınızda yılların yorgunluğu / Akşam erkenden eve. // Evin -de hali, saadet, / Isınmak ocaktaki alevde / Sönmüş yıldızlara karşı / Işıklar varsa evde. // Evin -den hali, uzaksınız, / Hattâ içinde yaşarken / Aşkların, ölümlerin omzunda / Ayrılmak varken evden.”
Ölümünün ardından, 1987 yılında yaklaşık on yıl yaşadığı, Eski Sokak şiirine konu olan Camgöz Sokağı’nın adı Belediye tarafından “Behçet Necatigil Sokağı” olarak değiştirildi. 19 Mart 2005 günü düzenlenen bir törenle Behçet Necatigil’in 1964 yılından ölümüne kadar yaşadığı Deniz Apartmanı’nın girişine bir plaket koydu.
1979 yılının Kasım ayında akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’ne yatırıldı. 13 Aralık 1979 tarihinde aramızdan ayrıldı. İstanbul’da Zincirlikuyu mezarlığında yatıyor.
İlk şiiri lisede öğrenciyken, Varlık dergisinde çıkmıştı. Şiirde kırk yılını, orta halli bir vatandaşın, birey olarak başından geçecek durumları hatırlatmaya; ev-aile-yakın çevre üçgeninde, gerçek ve hayal yaşantılarını anlatmaya harcadı. Bir şiiri şöyle:
NİLÜFER
Ben oraya koymuştum, almışlar,
Arasına sıkışık saatlerin.
Çıkarır bakardım kimseler yokken;
Beni bana gösterecek aynamdı, almışlar.
Kışken ilkyaz, sularımda açardı;
Buzlu dağlar gerisine kaçıracak ne vardı?
Eski defterlerde sararırmış yaprak.
Beni bana gösterecek anlamdı, almışlar.
Bir ışıktı yanardı gecelerde;
Akşam, çiçekler uykuya yattı,
Sardı karşı kıyıları karanlık-
Beni bana gösterecek lambamdı, almışlar.