SCÜ Nükleer Fizik Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Serkan Akkoyun, doğal radyasyon derişimi bakımından Sivas’ın Türkiye’de en yaşanılabilir il olduğunu söyledi
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik bölümü Nükleer Fizik Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Serkan Akkoyun, Sivas’ta toprakta bulunan radyasyon hakkında açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Akkoyun, Sivas ilinin iç Anadolu bölgesinde en az radyasyon derişimi olan ili olduğunu belirterek, “Sivas ili toprakta bulunan çevresel radyoaktivite bakımından iç Anadolu bölgesinde radyasyon derişimi en düşük olan ilimiz. İçme sularında bulunan radyasyona baktığımız da yine Türkiye ortalamasının altında olan Sivas, iç Anadolu bölgesinde en düşük iller arasında yer alıyor.” şeklinde konuştu.
“Türkiye ortalamasının altında yer alıyor”
Dünya da radyasyon ölçümlerinin topraktan alınan veya sulardan alınan numunelerle yapıldığını belirten Akkoyun, “Türkiye de toprak numunelerine baktığımızda radyasyon bakımından dünya ortalamasının altında bir değerde bulunuyor. Sivas şehri de Türkiye ortalamasının altında yer alıyor. İç Anadolu olarak bakarsak da Sivas şehri hemen hemen tüm radyasyon cinsleri bakımından en düşük seviye de olan şehrimiz. Sulara baktığımızda da Türkiye’nin içme sularında, 15 yıl önce resmi gazete de yayınlanan limitlerin de Atom Enerji Kurumu’nun verilerine göre Türkiye dünya ortalamasının da altında bulunuyor. İçme sularında radyasyon bakımından sağlıksız bir durum yok. Sivas ili de Türkiye ortalamasının altında veya hemen hemen eşit durumda. Bu verileri Atom Enerji Kurumu belirli periyodlarla güncelliyor” şeklinde konuştu.
“Yaşanabilecek illerin başında geliyor”
Akkoyun, “Sivas ili Atom Enerji Kurumu’nun verilerine göre konuşursak, toprakta bulunan çevresel radyoaktivite bakımından iç Anadolu bölgesinde radyasyon derişimi en düşük olan ilimiz. İçme sularında bulunan radyasyona baktığımız da yine Türkiye ortalamasının altında olan Sivas, iç Anadolu bölgesinde en düşük iller arasında yer alıyor. Dolayısıyla iç Anadolu gölgesinde Sivas çevresel radyoaktivite bakımından, radyasyona mazuriyetimiz açısından güvenle yaşayabileceğimiz illerin başında geliyor” dedi.
“Radyasyonla iç içe yaşamak durumundayız”
Radyasyonun hayatımızın ayrılmaz bir parçası olduğunu belirten Akkoyun, “Temelde 3 tane radyasyonu biliyoruz. Alfa radyasyonu, beta radyasyonu ve gama ışını dediğimiz ışık benzeri bir radyasyon tipi var. Uranyum elementi de evrenin oluşum süresine kıyasladığımızda çok uzun süreli yok olma süresine sahip. Dolaysıyla dünyanın neresine giderseniz gidin toprakta radyasyonla karşılaşırsınız. Toprak su ile temas ettiği için suya da karışıyor. Biz içtiğimiz su da bir miktar radyasyona maruz kalıyoruz. Toprakta bitkiler büyüyor yetişiyor dolayısıyla bitkilerde de bir miktar radyasyon var. Topraktan elde ettiğimiz yapı malzemelerinden evlerimizi inşa ediyoruz dolayışla evlerimiz de radyasyon var. Dolayısıyla radyasyon ile iç içe yaşamak durumundayız” dedi.