Sivasspor’u yerel bir takım olmaktan çıkarıp profesyonel kulüp yapan rahmetli Osman Seçilmiş kurmuştu Sivas Spor Vakfı’nı. 1996 seçimlerinden sonra Divandaki Sivasspor’u almak zorunda kalan Seçilmiş, verdiği yoğun mücadelenin ne anlama geldiğini ve bir kulübü ayakta tutmak için para bulmanın ne denli zor olduğunu bizatihi yaşadığı için kendisinden sonra gelenlerin rahat etmesi maksadı ile kurmuştu. Ola ki ileride kendisi olmaz, kendisi gibi biri sahip çıkmaz Sivasspor’un gidişatı aşağıya doğru olur; işte o zaman kalıcı bir gelir olsun diye kurmuştu. Hatta sadece Sivasspor’un değil Sivas’ı herhangi bir branşta temsil eden bir kulübün veya sporcunun desteğe ihtiyacı olursa bu vakfın yanında olduğunu hissetmesi için kurmuştu. O yüzden adı Sivasspor Vakfı değil (yani Sivasspor kulübüne ait bir vakıf değil) Sivas’ın Spor Vakfı’dır.
Vakfı kuran Seçilmiş, vakfın mütevelli heyetine şehrin sayılı iş adamlarını, STK başkanlarını ve sporun emekçilerini dahil etmişti. Vakfın başlangıçta gelirini sağlamak için de belediye imkanları ile katkı sağlamış, Sebze Halinin karşısındaki Benzin istasyonunu şimdi adresini tam hatırlamadığım bir daireyi vakfa devretmişti. Seçilmiş öce Sivasspor’u bıraktı, sonra terk-i dünya eyledi. Kurduğu vakıf ise maalesef kurduğu gibi kaldı. Eminim bugün pek kimse varlığından dahi haberdar değil. Halen vakfın iki gelir kaynağı var. Vakfı yönetenler o istasyondan gelen parayı yıllık Sivasspor’a bağışlıyor ve kurtuluyor. Hepsi bu kadar. Oysaki o gelirin Sivasspor 3. ligdeyken belki bir anlamı vardı ama şimdiki bütçe içerisinde devede tüy bile değil. Halbuki vakfın geliştirilmesi ve Sivasspor dışındaki diğer kulüp ve sporcuların da yanında olması hedeflenmişti.
Bugün itibari ile Sivas genç bir nüfusa sahip. Devletimiz her alanda olduğu gibi spor alanında da yatırımlarını esirgememiş. Altmış dört adet çeşitli branşlara hizmet veren, alt yapı oluşturan spor kompleksi var. 60 binin üzerinde lisanslı sporcu var, lakin gelin görün ki bu insan kaynağını biz kulüpler seviyesinde yarışmacı hale getirip ulusal seviyeye çıkaramıyoruz. Zira hepsi para bulmada duvara tosluyor. Elbette tüm kulüplerin maddi eksikliğini Sivas Spor Vakfı’nın kapatmasını beklememiz gerçekçi olmaz ama söz konusu vakıf birçok yırtığa yama olabilecek seviyeye gelmeliydi. Olmadı, olamadı, lakin olmadı diye de olduğu gibi bırakmamak gerekir.
Vakfın başında olan Cahit (abi) Püşman ve heyetine naçizane sporsever hukukumuza ve vakfın kuruluş felsefesine dayanarak bir tavsiyem var: Bir an önce ayağa kalkın, kalkalım. Yerel yöneticilerle temasa geçip vakfı anlatalım. Sonra da yine onların desteği ile ilk iş olarak vakfa kalıcı gelir sağlayacak yeni imkanlar sağlayalım. Örneğin şimdi bir benzin istasyonumuz var ya bir de elektrikli araçlar için şarj istasyonumuz olsun. Yapılan park, bahçe veya millet bahçelerinde yapılan işletmelerden birisinin mülkiyeti Spor Vakfı’nın olsun. Tıpkı Hizmet Vakfında olduğu gibi şehrin Valisi, Belediye başkanı, Ticaret Odası başkanı doğal üye olsun ve taşın altına onlar da elini koysun. Belli bir süre gelir hiçbir yere aktarılmadan vakfın gücüne güç katılsın. Sonra elde edilecek gelirler ister Sivasspor’a bağışlansın, isterse Sivas’ı temsil eden diğer kulüplerimize nefes olsun…
Şehir olarak biz eğer bunu başarırsak hem Sivasspor’un ileride başına kötü bir şey gelmesini engellemiş oluruz, hem de Sivasspor dışında çeşitli branşlarda başka kulüplere hayat veririz. Hepsinden önemlisi Vakfı kuran Osman Seçilmiş‘in ruhunu şad ederiz. Bir ayağa kalkın çok zor olmadığını göreceksiniz….