reklam
reklam
DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

Sivas’ın Demleri

Yayınlanma Tarihi : Google News
Sivas’ın Demleri

Sivas basınının(!) bir çoğu lüzumsuz işlerle uğraşıversin, kıyıda köşede az buçuk eli kalem tutan da yok değil.  “Bugün okuyacağınız yazıyı dün yazsaydım, yarın Çarşamba olurdu.”  diyen bir basın mensubu sizce hangi gün yazmıştır?. Hadi bilin bakalım. 

İşte bu kadar lüzumsuz yazılarımız var, belki bizlerinde kaleme aldığı yazı işte bunlardan birisidir. Kimimizin derdi Sivas, kimimizin derdi , kahvaltı sonrası kahve ikramının olup olmayacağı.

Kimin derdi, bu şehrin derdine bir türlü derman olamayanların istifa etmemek için, utanmak adına nasıl bir kösele deriye sahip olup olmadıklarını sormak iken, bir kısmının derdi ise, bir sonraki yemekli toplantının nerede ve ne zaman yapılacağı oluyorsa, çok fazla söylenecek yok demektir.

Bugün biraz şehri dolaştım, çevreyi gözlemleyip, not alayım dedim. Derdimiz şehir ya!..

Kepçeli Caddesinde, Atatürk Caddesinde yürüyeceğiniz kaldırım neredeyse kalmamış biliyor musunuz? Nedeni, tabi ki şehrin önlenemeyen göz alışı, kalabalıklaşması, düzensiz göçün, göçmenin şehre akın akın gelişi.. Ve buna göz yuman bürokrasi.

Şehrin cehenneme dönmüş trafiği..Kimsenin kılını bile kıpırdatmaması. Ekonomik sorunların , şehrin asayiş ve düzenine yansıması.  Beceriksizler….Öngörüsüzler..

Maddenin temel taşı.. Beceriksizlik, Öngörüsüzlük, Çapsızlık, Vizyonsuzluk ve tahta.. Hepsinden var yeterince, bol bol..

Dönelim Kepçeli’ye Atatürk Caddesi’ne diyeceğim de dönemiyoruz. Niye mi? Lokantaların, restoranların, manavların, tuhafiyecilerin kaldırım işgalinden zaten yürüyecek yer kalmamış ki, bırakın dönmeyi, yürüyelim bile.

Her kırmızı ışık, biranda aracınızın sağında yada solunda görebileceğiniz, belki bir kazaya kurban gidebilecek dilencilerle doluyor. Karabasan gibi çıkıyor karşınıza. Görmeseniz bile vicdani sorumluluk bitmiyor ki.

Ben isterim ki, basın bunları gündeme alsın, bunları işlesin. Sağolsun bazı usta kalemler, meslek büyükleri işlemiyor değil ama sıkıştırmak gerekiyor, üstelemek, üstelemek.

Yoksa eli deklanşörde tetikte bekleyip, bakan başbakan topa vursa da, bir resim döşesem anlayışı ile maalesef basın yada medya mensubu çokta olunmuyor. 

Önümüzdeki günlerde, belki aylarda Sivas’ın en çok konuşulacak konulardan şimdiden haberim var. Çok etik bulmasam da, bu şehrin daha önemli sorunlarının işlenmesi adına susulması gerektiğini düşünüyorum.

Bu şehrin istihdam sorunu var, bu şehrin göç ve nitelikli insan eksikliği sorunu var. Bu şehirde ciddi bir rant trafiği ve bu trafiğin tıkadığı, hayatı yaşanmaz hale getirdiği bir karayolu trafiği var.

Bana ne otel odalarından, evlisinden dulundan. Bunlar koftiden konular. Bana kimin ne içip ne yediğinden.  Benim için önemli olan bu şehrin her insanının yiyip içemediğidir, ekmeğini çıkartıp çıkartamadığıdır.

Akşam evine, huzur içinde dönüp dönemediğidir.Bu şehrin son yüzyılına damga vuran demiryollarının ne olup, ne olmadığıdır. Kimin arsa telaşına düştüğü, kimin organize bölgeye kaynak kaydırıp, kaydırmadığıdır.

Ayarı düşük altın , kaçak göçek petrol, mazot. Devlet eliyle beslenen, daha doğrusu devletin imkanların söğüşleyen, yakınına yöresine kaydıran varsa, bunları konuşmak, dile getirmek kaleme almak asli vazifesidir.

Çünkü “Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır” demişti, ulu önder Atatürk. 

Sağlıcakla kalınız..

 

YORUM YAP