Arada sırada bir şekilde duyuyoruz, kulağımıza geliyor. “Sizinkiler, millete şapka giydirirken, Latin harflerini çıkartıp, bir gecede milyonlarca insanı kör ve cahil bırakırken, Mercedes arabaları Alamanya yollarında geziyordu. Sizler heykellerle uğraşırken, elin Fransız’ı bilmem ne yapıyordu”
Kısa hatlarıyla haklı gibi gözükmeye çalışanlarından duyabileceğiniz kocaman bir zırva. Bunu söyleyenlerde zırvalamanın önde gidenleri.
Biraz araştırıp, az buçuk tarih ve edep bilenlerin gözünden neler olduğuna baktım.
Kimi zaman ahlaksız, kimi zaman sömürgeci, kimi zaman dinsiz dedikleri o Avrupa ve Batı dünyası var ya!..
Ne yapmış biliyor musunuz?
Hadi bakalım, bizim yere göğe sığdıramadığımız imparatorluk günleri yaşanırken, Batı ne yapıyormuş?
James Watt 1780’de buharlı makinayı icat ettiğinde, biz dünya yuvarlak mı düz mü diye tartışıyorduk. Gavurlar 1790’da buharlı tekstil makinaları, buharlı trenler, buharlı gemiler yaparken, bizim atalarımız kaybedilen savaşların diyetini ödüyorlar, Türk tarihinde altın harflerle anlatılan ve koskocaman bir yalandan ibaret Baltacı-Katherina yarı olimpik yüzme havuzu yarışmasını öve öve vakit geçiriyorduk. 1800’lü yılların ilk çeyreğinde, bugün, onlardan çok övdüğünüz Batı’nın taşlı yollarında buhar gücüyle çalışan otomobiller, Mercedes’in, Audi’nin, Renault’un ataları geziyordu.
!800’lü yıllarda sanayi devrimi uçuşa kalkıp, 1850’lerde , Osmanlıtebasındaki Arap coğrafyasında petrol yatakları için onbinlerce kilometre öteden yaptıkları buharlı gemilerle gelen İngilizler bölgeyi soyup soğana çevirip, Devleti aliyi borç sarmalına sokup, birde Koskoca Osmanlı devletinin hazinesinin başına düyunu umumiyeye dikip, işgal ederken Almanya Benz otomobilleri, Çekoslavakya Skoda’yı, Fransızlar Renault’u üretiyordu. Bir vesile ile ziyaret etme bulduğum Çekya’nın (Çekoslovakya) başkenti Prag’da tarih müzesi ve Skoda müzesinde 1870’lerde üretilen benzinli motorsikletlerin, ilk otomobillerin örnekleriyle doldurulmuştu.
Hollanda 1800’lü yıllarda, geleceğin tarımda olduğunu görmüş ve deniz altında kalan yerlerini topraklarla doldurup, rüzgar değirmenleriyle cazibe sulamasının temellerini atıyorlardı.
Bizde fotoğraf çekinmek helal midir, haram mıdır koskoca ilmiye sınıfıyla, alimlerle ulemalarla bunu tartışmıyor muyduk?
Amerikalı Wright kardeşler, 1897 yılında ilk motorlu uçağın serüvenine başlayıp, 1903 yılında Amerika’nın semalarında uçurduklarında, İngilizler 1860’larda Zepplin’leri gökyüzüne saldıklarında bizler ne yapıyorduk acaba?
Bizlerin ataları ne yapıyordu acaba?
Matbaayı icadından 4 asır sonra, bir devşirme olan İbrahim Müteferrika ile Osmanlı imparatorluğu tanımadı mı? Fransa’da bilmem kaç metrelik Eyfel Kulesi ile demir ve konstrüksiyon gelişimi ve aşamaları, Paris’in orta yerinde sergilenirken, biz İstanbul Galata Meydanı’na Lale dikmekle meşguldük.
Heykelimiz yoktu ama olsun Lale’miz vardı.
Sanayi devrimi sonrası, Batı, yeni yeni ticari pazarları bulmak, gelişme ve kalkınma için yeni stratejiler belirlerken, bizim atalarımız ne yapıyordu acaba?
Bunun gibi yüzlerce soru sorabilir ve cevabını isteyebilirsiniz.
Boş işler bunlar, geçip gidiniz..