reklam
reklam
DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

Tarhana Mevzusu

Yayınlanma Tarihi : Google News
Tarhana Mevzusu

Yazacağız demiştik, yazmaya devam öyleyse. Gerçi her ne kadar, iki hafta da toparlarız desek te, birkaç sezonluk dizi film senaryosu gibi olması da pek hoş değil, öyleyse özet geçelim, 31 Mart vakasının üzerinden.

Bir çok şeyi söylediler ama hiçbir şey söylemediler, tıpkı “Bir şeyler olmasa da, kesinlikle bir şeyler oldu” gibi oldu ama. Olsun. Olanda da olmayanda da vardır bir hayır.

Kaybedenler kulübünün hikayesini anlatıyoruz, böyle giderse birkaç haftaya Dövüş Kulübünün hikayesini anlatacağız, neden derseniz, hala parti içerisinde bir takım sağduyulu, gerçeklere işaret eden aykırı isimler varken, görmemek, duymamak için direnenler de yok değil. Ya saflıklarından, ya sağlıklarından.

Neyse, biz dönelim asıl meseleye.

Mesaladır asıl meselemiz.

Mesela, adalet sisteminin çarpık bir düzleme zorlanmasıdır, mesela kamu adına güç devşiren kurumların adaletsiz ve insanları iğrendiren, tiksindiren, ikircikli, samimiyetsiz münafık davranışlarıdır.

Mesela ekranda şebeklikten başka hiçbir marifeti olmayan, ezberlediği iki kelamdan başka bir entelektüel dağarcığı bulunmayan, bir takım alaylı kafile rehberleri gibi, ezberledikleri mitolojik hiyerarşiye, soru yoluyla bir şeyler soktunuz mu, motoruna tavşan kaçmış Boeing gibi şapırtıp şaşkın ördek misali, kutun kutun yürüyen ekran yüzlerinin, savunuculuğunun, millette yarattığı ikilem ve eğretilik olabilir mi?

Mesela yedinci kocasını, sekizinci ile tanıştıran hanım teyzemizin ekranlarda, mevcut yönetimin ahlak, edep ve insani normlarda, maneviyat dünyamızın tesisinde ve yerleşkesinde savunduğu ilkelerin samimiyetsizliğinin bizlerde yarattığı allerji olabilir mi?

Mesela, geçmişin kötü alışkanlarını anlatırken, daha beterini yaşıyor ve yaşatıyor olmanız olabilir mi?

Mesela eskiden kuyrukları söyleyip, slogan üretirken, bugün daha kötüsünü yaşamanın bizlerde yarattığı, haleti ruhiyenin sandığa yansıması olabilir mi?

Mesela, parti adına söz söyleme hakkını verdiğiniz insanların, yetersizliği, sokağı bilmiyor tanımıyor olmaları, ofislerde listelerin yapılıyor olması  olabilir mi?

Mesela, maneviyat dünyamızı inşa etmeye çalışanların ikiyüzlülüğü, materyalist geçinmeyi, maneviyatist geçinme ile becayiş etmeleri olabilir mi? Alimlerin, ilimsizliği, bürokratların çapsızlığı, başarılı olanların halka rağmen görevden el çektirilmeleri, hakla hukukla çok fazla irdeleşiyor olmak olabilir mi?

Mesela; memleketi, mobil tımarhaneye, yozlaşmış kültür  sirkine çeviren programda , içinde rakı kelimesi geçtiği için  şarkıyı biplemeleri olabilir mi, Mesela RTUK gibi ne işe yaradığını hala çözemediğimiz bir kurumun asıl işlevinden çok mu çok uzaklaşarak, toplumsal temelin temeline dinamit koyanlara ses çıkartmazken, adam gibi eleştiri yapanların sırtında Demokles Kılıcı tutmaları olabilir mi?

Yine bu kurumlar ve benzeri oluşumlar yoluyla, bu milletin Utanç Sınır Katsayısını tavan yaptıran bir eğitim anlayışı olabilir mi

Bir tarafta, Bugünün Saraylıları seyredilirken, diğer tarafta Köle Isaura dizisinin toplumda yarattığı infialin sandığa tecellisi olabilir mi?

Mesela, toplumda hiç bir karşılığı ederi olmayan insanların, belirleyici, seçici konumda olup, siyaseti kendi akıl çapları kadar genişletebileceklerinin farkında olmamış olmak olabilir mi?

Mesela anayasa mahkemesi kararlarının hiçe sayılıyor olmasının, halk nazarında demokrasiden ve hukuk devletinden uzaklaşıyoruz kaygısının yarattığı zihin bulanıklığı olabilir mi? Ki bu toplumun kahır ekseriyeti demokrasinin fayda ve kazanımının haklı ve geçerli olduğuna inanır.

Mesela, aday listelerini kafanıza göre, memleket ve yerelin gerçeklerinden uzak dizayn ederken, bizlere çok daha fazla güveniyor olmanız olabilir mi?

Rahmetli babam anlatırdı, “Yemeklere sormuşlar, senden bir tabak yersek, karda kışta kaç günlük yola gideriz?. Terayağlı Bulgur Pilavı demiş ki, benden bir tabak yerseniz, korkmayın, bir haftalık yola çıkın. Aynı soruyu, Ezogelin çorbasına sormuşlar, o üç günlük demiş. Madımak yemeğine sormuşlar, iki gün demiş, sıra tarhanaya gelince, Tarhana şöyle demiş. Bana güvenip te kapının önüne çıkmayın.”

Şimdi sizde onlarca hatayı, faulü, günahı, sorunu ortaya çıkartıp, bize güvenerek sandığa gitmeyin!.

Bu kadar yazmaya rağmen hala bitmedi gerçekler, yoksa sandık protesto, emekli mevuzusu o kadar değil.

Sağlıcakla kalınız.

YORUM YAP