reklam
reklam
DOLAR42,4469% 0.01
EURO49,6560% 0.19
STERLIN56,9195% 0.37
FRANG53,0387% -0.08
ALTIN5.742,79% 0,04
BITCOIN92.456,000.055

Türkiyeli Değil, Türk’üz

Yayınlanma Tarihi : Google News
Türkiyeli Değil, Türk’üz

Türk milleti tarihin her devrinde yeryüzünün kaderine yön veren büyük millet olmuştur. Benzer milletler vardır. Ancak hiçbir millet, Türkler kadar hem adaletin hem de kudretin sembolü hâline gelememiştir. Biz Türkler, yalnızca Türkiye coğrafyasına sığmayız. Gönlümüz, tarihimiz, davamız, milletimizin var olduğu her yeri Türk yurdu sayarız. Adaletsizliğin, zulmün ve bozulan ilahi nizamın olduğu her yerde beklenen kişileriz. Çünkü biz Türkiyeli değil, Türk’üz.

Türk’ün tarihi, Göktürk yazıtlarında anlatıldığı gibi “üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe” yıkılmaz bir iradeye sahip olacak ve hep var olacaktır. Ancak bu kök, yalnızca Orta Asya’ya ya da Anadolu’ya sıkışmış değildir. Sümerlerden bu yana birçok medeniyetin temelinde Türk izleri vardır. Sümer tabletlerinde geçen birçok sözcüğün Türkçeyle birebir benzeşmesi, hatta bazı Sümer krallarının Türk soylu olduğu iddiaları, Türklerin kadim dünya düzenine nasıl yön verdiğini ortaya koyar.

Tarihî kaynakların bir kısmında Hz. İbrahim’in dahi Türk olabileceği yönünde yorumlar yer alır. Onun Ur şehrinde, yani günümüzdeki Şanlıurfa’da doğmuş olması, bu bölgedeki Türk etkisinin güçlü olduğu dönemlerle örtüşmektedir. Göbekli tepe arkeolojik kazısı sadece tarihi geri çekmediği gibi bilinen Türk tarihini de 12 bin yıl geriye taşımıştır. Göbekli tepede çıkan Türk izledi. İbrani dinlerin ilk peygamberi olan, peygamber efendimizin de atası Hazreti İbrahim’in Türk olduğu varsayımlarını güçlendirmektedir. Şayet bu varsayım doğruysa, bu bile tek başına Türk milletinin ilahî plana nasıl dâhil olduğunu gösteren sembol bir örnektir.

Tarih boyunca Türk milleti, adaletsizliğe karşı Allah’ın yeryüzündeki kılıcı olmuştur. Mazlumların umudu, zalimlerin kâbusu olan bu millet; İslamiyet’le şereflenmişten sonra da bu rolünü daha da pekiştirmiş ve İslam’ın şerefini korumuştur. Selçukludan Osmanlıya, Mete Han’dan günümüze Türk’ün kaderi; adaletle hükmetmek, haklının yanında, haksızın karşısında olmaktır.

Haçlı Seferleri’nden Moğol istilalarına, Çanakkale’den 15 Temmuz’a kadar her dönemde Türk milleti sadece kılıç sallamamış; aynı zamanda iman, vicdan ve merhamet taşıyan bir ordu olmuştur.

Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan herkesin etnik kökeni ne olursa olsun; inanç, kültür, duruş ve idealleriyle Türk milletinde birleşmiştir. Türk olmak, sadece kanla değil Türklük şuuruyla mümkündür. Bu topraklara sadakat duyan, devletin bekasını isteyen, bayrağı kutsal bilen herkes Türk milletinin bir parçasıdır. Türkiyeli değil Türk’tür.

Türk olmak, sadece bir soy değil, yüksek bir sorumluluk; Allah’ın adını ve adaletini yeryüzüne ulaştırma gayesidir. Mazluma umut, Zaliye korku salmaktır. İlahi nizamın teminatı olmak demektir. Bu nedenle son günlerde Türkiyeli ifadesini yeniden ısıtanlara inat Türkiyeli değil Türk’üz. Kürdü ile Lazı ile Çerkezi ile Türkiye değil hep birlikte Türk’ün. Türkiye’de Türk kelimesinden rahatsızlık duyanların bilinç altında farklı hesaplar yatmaktadır. Kökleri araştırılsın ya Ermeni’dirler, ya Rum’durlar. Yada Allah’ın dinine düşmandırlar.

YORUM YAP