Sivasspor kendi sahasında, kendi seyircisi önünde Adana Demirspor’u her şekilde yenecekti. Ancak Mersin’de kaçan balık büyük oldu. Millî takım arasından önce Hatay karşısında bir puan dahi alınmış olsaydı bugün çok daha rahat olunacaktı. Kayseri’nin o Hatay’a beş attığı, Konya’nın kendi sahasında kazandığı ama Bodrum ve Alanya’nın puan kaybettiği bu haftada Sivasspor 31 puanla Bodrum’un da Kayseri’nin de, Alanya’nın da üstünde 14. sıraya çıkacaktı. Kısaca kaçan balığın büyüklüğüne inşallah sezon sonu yanmayız…
Gelelim Adana Demir maçına; ilk cümlede ifade ettiğim gibi kolay ya da zor, iyi ya da kötü oyunla Sivasspor’un kazanması gereken bir maçtı ve Sivasspor farklı kazandı. Rakip, sezon başında transfer yasağı almış, tüm oyuncuları gitmiş, alt yapıdan elinde kalan U19 kadrosu ile mücadele etmeye çalışan bir takım. Küme düşmesi kesinleşmiş, lakin çocuklar kendileri için, onurları ile mücadele ediyor. Aslında gol yiyene kadar gayet de iyi oynadılar. Sahaya iyi yerleştiler. Komple topun arkasına geçtiler. Öz güvenli paslaştılar vs… Sivasspor bu maçta da maalesef iyi oynamadı, skor bizi yanıltmasın…
Karşılaşma geneli için iki sitem, bir tebriğim var… Tebrikten başlayacak olursak Bekir Turaç Böke’yi kocaman tebrik ediyorum ve ayakta alkışlıyorum. Bana göre maçın adamıdır. Bekir, Göztepe maçında Manaj’ın yokluğunda iki gol atarak üç puanı getirdi. Bu maçta da Koita’nın yokluğunda sağ forvet olarak çıktığı oyunda iki asist, bir golle maça damgasını vurdu. Bekir bana göre bu sezonun nadir iyi işlerinden biridir.
Sitemimin ilki taraftara, artık kümede kalma mücadelesi veriyoruz. Kenetlenme zamanı. Maç arife günü, şehir dışındaki gurbetçilerimiz gelmiş, bilet fiyatları sudan ucuza inmiş ama o stadyumun full olması gerekirken yine büyük bölümü boştu. Bu olmuyor… Arkasında taraftarı olmayan takım hiçbir zaman ayakta kalamaz.
İkinci sitemim ise teknik patron Rıza Hoca’ya; rakip küme düşmüş Adanademirspor, mekan 4 Eylül, skor tabelasında beş rakamını görmüşüz, oyuna Poungouras ve Alex’i alıyor. Oysaki üçüncü golden sonra Manaj’ı çıkarıp Bekir’i santrafora çekip Emre Gökay’ı alması, beşten sonra da Radakoviç’in yerine Emirhan’ı alması gerekirdi. Biz Emre Gökay’ı Sinan Kaya’yı, Oğuzhan’ı bu maçta izlemeyeceksek ne zaman izleyeceğiz. Hocam sen bu maçta görüp eksiklerini tamamlamaz isen bu çocuklar gelecekte kırmızı beyazlı formayı nasıl giyecekler? Bu da şans galiba, daha doğrusu şanssızlık. Pırıl pırıl bir akademimiz var lakin başımıza kim gelse kaşarlarla oynamayı tercih ediyor…