reklam
reklam
DOLAR
EURO
STERLIN
FRANG
ALTIN
BITCOIN

Utandım

Yayınlanma Tarihi : Google News
Utandım

İnsanoğlu kendi kendine utanır mı? Utanır.

Nefes alırken utanır mısınız? Ben utandım. Yemek yerken, su içerken utanır mısın? Ben utandım. Peki ya sıcak bir soba başında, kalorifer peteğine sırtınızı dönüp, ayaklarınızı uzattığınızda utanır mısınız?

Ben yine utandım. İnsan, insan olduğu için utanır mı? Evet utanır.

Size bu yazıları yazdığımız zaman, ertesi gün olacak kıyametin, bizi, ülkemizi ne kadar sarsacağını bilemedik. Yüzbinlerce, milyonlarca insanın, bu kar kış günü, kıyameti yaşayacağını öngöremedim, utanıyoruz.

Sizlerin alınterinizi, yılların birikimini, çoluk çocuk, boğazından kısıp   ev halkınızın rızkını gömdüğünüz sıcak yuvanızın, sizin mezarınız olacağını öngöremedik, utanıyoruz.

Bugün çok şeyler utanıyoruz ama yarın utanacak mıyız bilemiyorum. Kaç gün kaç hafta daha utanacağız. Onu da bilmiyorum. Çünkü 99 depreminden bu yana kaç defa utanıp, başımızı geri kaldırdık onu da bilmiyorum.

Bu milletin bir çok duygusu kayboldu ama, utanma duygusunun kaybolması kadar acı, daha başka ne olabilir onu bilemiyorum ve o yüzden bir daha utanıyorum.

Rabbim böyle bir acıyı bir daha yaşatmasın, çünkü canımız çok yandı, yanıyor.

Bu yazıyı yazmadan birkaç saat önce Kızılay binasına kan vermeye gittim, en son Ekim ayında vermiştim ve 3 aylık bekleme sürem sona ermişti.

Geçen hafta gittiğimde hem sıra çok kalabalık, hem de soğuktu bekleyemedim. 

Bugün, sadece geçen hafta soğuk ve beklememek kaygısıyla geri döndüğüm Kızılay yolundan, utandığım için tekrar gittim. Çünkü benim için, üstümde gocuğum şapkam eldivenimle soğuk olan, belki yarım saat bekleyemediğim bir dünyada, onlarca saati, yalınayak, belki üstünde pijamasıyla bekleyen minicik bedenleri görünce utandığım için gittim.

Ancak bu defa da yeterli stok olduğu gerekçesiyle kan veremedim. 15 gün kadar sonra tekrar gitmem istendi.

Arkamı dönüp geldiğimde, isminin Kamile olduğun sonradan öğrendiğim yaşlı bir teyze ve arkasında bir yaşlı teyzemiz, bana dönerek “Oğlum biz Kızılay’a para yardımı yapacağız, buradan mı yapıyoruz?” diye sordu. 

“Teyze, burası Kızılay Kan Bankası, siz Ziraat’ten ya da başka bir bankadan yapın, ya da maaş aldığınız bankadan yapınız!” deyince.

Kadın bana dönerek “Biz beceremeyiz o işi, ben PTT’den engelli maaşı alıyorum!” dedi.

“Tamam teyze, birlikte gidelim ben halledeyim” dedim. Biraz birkaç gündür utanmanın verdiği acıyla bir şeyler yapabilmek arzusu vardı içimde. Böylece bende belki bir nebze, ne bileyim, biraz mutluluk” 

Öne düştüm, ancak iki teyzemizde oldukça yaşlı ve yavaş. Ağır ağır, aheste aheste gidiyoruz. 100 metrelik yolu, benimde hatamla, Lokantacılar Sokağı üzerinden 400-500 metre yaptım ve belki 30-40 dakikada Ziraat Bankasına giriverdik. Bu arada şunu hissediyorum, Kamile teyzemiz, öne düşen birisi, yol göstermeye çalışıyor ancak, kandırılma, dolandırılma korkusunu yaşıyor, bunu açıkça anlıyorum.

Kamile teyzemizle ve diğer teyzemizle bankaya girdik. Kamile teyzemiz 800 lira, diğer teyzemiz 350 lira yatırdı. Ancak benim için ilginç olan 350 TL yatıran diğer teyzemizin Suriyeli olması ve Türk olan eşinin 3-4 yıl önce ölmüş olması, ancak Türk vatandaşlığını hala alamamış olmasıydı.

10 yıldır Türkiye’de olduğunu ve Karşıyaka’da oturduğunu öğrendim. Aynı şekilde Kamile teyzemizde, eşini yıllar önce kaybetmiş bir teyzemizdi.

Kendilerine, evlerine arabamla bırakabileceğimi söyledim, ancak kabul etmediler. İşyerimizin hemen yanında bulunan durağa gelirken ayaklarına dikkat ettim. Kamile teyzemizin ayağında bir erkek spor ayakkabısı diğer teyzemizin de aynı şekilde bir erkek ayakkabısı vardı.

Onu sordum. Kadın bana, kendisinin kışlık ayakkabısı olmadığını bu nedenle oğlunun ayakkabısını giydiğini söyledi. Kışlık ayakkabısı yokmuş. Diğer Suriyeli bayanın da aynı şekilde yokluk içinde olduğunu öğrendiğimde biraz da kızmadım değil. “Yahu senin ihtiyacın zaten var, çok şükür devletimiz milletimiz yardım ediyor. Size bu yardımı etmek düşmez” deyince Kamile teyze bana dönüp, “Onlar betonun altında donarken, ben sıcak evde oturmak rahatsız etti oğlum ne bileyim” dedi.

Bir daha utandım, insan olduğum için bir daha utandım.

Adreslerini aldım, inşallah en kısa zamanda ziyaret edeceğim. Suriyeli teyzemiz, benim bazı önyargılarımı altüst etti.

Kaybettiklerimizin acısını biraz olsun dindirebilmek için, içime biraz su serpmek istedim.

YORUM YAP